Bir ‘Pakistan Ramazanı’ kaç kilo aldırır?

Bir ‘meyve cenneti’ olarak Pakistan (1)
Şubat 15, 2021
Bir ‘meyve cenneti’ olarak Pakistan (2)
Şubat 17, 2021

Bir ‘Pakistan Ramazanı’ kaç kilo aldırır?

Eğitimci Yazar Mehmet Karadayı, yazı serisinin ikinci bölümünde Pakistan’da geçirdiği ilk günleri ve alışma sürecini anlatıyor. Karşılaştığı zorlukları mizahî bakış açısıyla yumuşatabilen Karadayı, bu bakışı ve rahatlığı üslubuna da yansıtıyor.

İslamabad’a geleli üç gün olmuştu. Yavaş yavaş mesai arkadaşlarımızla tanıştım. Çalışacağım okulu ziyaret ettim. Bir yandan da harıl harıl ev arıyordum. Bir arkadaşımız “Biz Citenfor’da yaşıyoruz. Size oradan ev bakalım.” dedi. Ben Citenfor neresi bilmediğim için haritayı açtım ve Citenfor diye bir yer aradım. Yoktu. Harfler ve rakamlar vardı. O zaman bana izah ettiler Citenfor’u. Citenfor G10-4 imiş.

İslamabad yeni ve modern bir şehir. Yunanistan’dan bir mimarlık ofisi tarafından planlanmış. Şehir baklava dilimleri gibi düzenlenmiş. Her yerleşke bir harf ile başlıyor. 10 ana 4 alt bölgeye ayrılıyor. Sokaklar da yine numaralarla birbirinden ayrılıyor. Şehir düzenini öğrenince harf ve rakamlara bakarak size verilen adresin nerede olduğunu kestirebiliyorsunuz.

Neyse ki beklediğimiz gibi oldu ve G10-4’daki Türk Sokağı’nda bir ev çıktı. Hemen talip oldum. Ev sahibi postanede çalışan çok kibar bir beyefendi idi. Evin bazı yerlerini bizim isteğimize göre tamir ettirdi. Ev hazır olana kadar bir arkadaşımızın evinde misafir kaldık. Şimdi Türk Sokağı nerede diye aklınıza bir soru gelmiştir. Bu isimde bir sokak yok İslamabad’da. G10-4 (Citenfor) 72 nolu sokakta beş Türk ailesi yaşadığı için biz öyle isimlendirmiştik.

Bu kez Urduca karşısında mağlubum

Daha evimize geçmeden Ramazan ayı geldi. Her gün iftardan sonra mahallemizdeki küçük camiye gidiyor ve hatimle teravih namazı kılıyorduk. İlk defa bir teravih namazında üşüme geldi. Caminin içinde gaz sobaları vardı. Sürekli yansalar da camiyi ısıtmaları mümkün olmuyordu. Farzdan sonra Urduca bir anons yaptılar. Arkadaşım bana tercüme etti. “Safları sık tutun. Hem şeytan aranıza giremez hem de üşümezsiniz.”

Ne çok hızlıydı imamlar ne de yavaş. Kıraatleri oldukça düzgündü ve ezberleri sağlamdı. Yaklaşık bir saatlik süre zarfında teravih namazı bitiyordu. Namaz sonrası camide halkalar oluşturup koyu sohbete dalıyordu cemaat. Maalesef dil problemi yüzünden biz çıkıp eve dönmek zorunda kalıyorduk. Urduca 1 ben yine mağlup.

Bir gün evinde misafir olduğumuz arkadaşım teravih namazı için Faysal Camii’ne gitmeyi teklif etti. Memnuniyetle kabul ettim. ‘Vosvos’ arabası ile yola çıktık. Trafiğin sağdan akmasına alışmaya çalışıyordum. Gözlerim çevrede sürekli etrafı kolaçan ediyorum. Adeta gözlerimle tarıyorum geçtiğim yerleri. Benim böyle tecessüs diyebileceğim çevreyi tanıma arzum çok kuvvetliydi.

Faysal Camii’nde ilk ve son teravih!

Nihayet camiye vardık. Park yeri bulmak zor oldu tabii. Müthiş bir kalabalık vardı. Ev sahibimizin neden acele ettiğini o zaman anladım. Caminin içine girmeye muvaffak olduk. Hemen en arkadaki safta yer bulup oturduk. Ben ileriyi kolaçan edince iki kişilik bir boşluk gördüm. Hemen insanları yararak oraya ulaştık ve boşluğa yerleştik. Muhteşem bir cami. Harika bir mimari. Mihrap ve minberin modern fütüristik yorumu çok hoşuma gitti. Enfes bir aydınlatması ve pürüzsüz bir ses düzeni vardı. Halılar pırıl pırıldı ve her taraftan gül kokuları geliyordu.

Böyle bir yerde manevi iklimin havasını solumak ibadete iştiyak duymak çok kolay oluyordu. Güzel sesli bir hafız namaz kıldırıyordu. Kıraat çok güzel, makam harika, atmosfer çok etkileyici ama bir tuhaflık var. İmam efendi hiç acele etmiyor. Tane tane okuyor. Ağır ağır namaz kıldırıyor. Farzdan sonra vites yükseltir diye bir ümitle teravihe başladık. Aynı hız. Aynı yavaşlık mı demeliydim bilmiyorum.

Bir rekâtta yarım cüz okuyor diye tahmin ediyordum ama aslında bir sahife okuyormuş. Ama nasıl ahestelik o öyle. Bir ara dışarı çıkayım evde tamamlarım diye düşündüm ama saflar dolu. Çıkan hiç kimse yok. Şimdi insanları yok yere rahatsız etmenin maneviyatlarını bozmanın âlemi yok diye namazı tamamladım. Dışarı çıkarken bacaklarımın titrediğini hatırlıyorum. Bir daha teravihe Faysal Camii’ne gitmedim.

Yeni ve güçlü rakip: Pakistan mutfağı!

Ramazan olunca iftarlardan bahsetmemek olmaz. Hemen her akşam başka bir arkadaşımızın evinde veya bir veli davetinde iftar ettik. Pakistan yemekleri benim ağız tadıma çok uyuyordu. Baharatlı yemekleri çok sevdiğim için olacak adeta nefes almadan silip süpürüyordum yemekleri! Tek problem çok yemek yiyince midenin hazımsızlık yaşamasıydı. Ama ertesi gün sahursuz tutulan bir oruç tamir ediyordu mideyi. Bir kişilik oruç tut iki veya üç kişilik iftar et. Neticesinde alınan 11 kilo.

“Ramazan Bayramı gelse de biraz diyet yapsam.” diye planlar yapıyorum. Ramazan Bayramı geldi üzerine üç ay geçti. Dört kilo daha almışım. Pakistan mutfağı 14 ben yine mağlup. Sürekli kalemizde gol görüyoruz. Maç bitti hâlâ gol yiyoruz sayın okurlar.

İş bu kadarla kalsa iyi. Okuldan eve dönüyorum. Bizim sokağın başında küçük bir bakkal var. Eşimin siparişlerini almak için bu bakkala girdim. Parmaklarımı çok fasih bir şekilde hareket ettirerek istediklerimi işaret ettim. Sağ olsun genç bakkal ikiletmeden verdi. Parayı ödedikten sonra parmakla diyemeyeceğim için dilimle teşekkür ettim. “Thank you!”

Karneyi düzeltelim; İngilizce yine önde

Bakkalın yüzüne bakıyorum. “Benim bu fasih İngilizcem acaba nasıl bir tesir icra etti?” diye merak içindeyim. Bakkal efendi tebessümünü bütün yüzüne yayarak “You are welcome!” dedi. Benim beynimde çarklar dönmeye başladı. “Hoşgeldin mi dedi o?” Ben de geniş bir tebessümle bakkaldan çıktım. “Bu genç Pakistan’ın köylüsü herhalde.” diye düşünüyorum. “Bilmiyor işte. ‘Not at all’ demedi.”

İçimde bir sevinç rüzgâr gibi eve yetiştim. İngilizce 1 ben 2. Galibiyetimi kutlayacağım ya bir arkadaşımı aradım ve olayı anlattım. “Pakistanlıların hepsi İngilizce bilmiyor herhalde” dedim. “Abi dedi ‘welcome’ konuşma dilinde ‘bir şey değil’ veya ‘rica ederim’ demek.” Yelkenler suya iniyor bende. “Sağ ol.” deyip kapatıyorum telefonu. Karneyi düzeltelim. İngilizce 2 ben 1.

Devam edecek…

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.