Eğitimci Engin Yiğit, Pakistan’da yaşadığı ve unutamadığı Ramazanları yazdı. İftar davetleri ve teravih namazlarıyla Ramazan ayının diğer ülkelerden nasıl farklı geçtiğini anlattı.
Ramazan ayı, yine tüm güzelliği ve içerisinde barındırdığı tatlı esintilerle ruhumu sarıp sarmalarken beni alıp Pakistan’daki unutulmaz Ramazan hatıralarıma alıp götürdü.
Aklıma ilk gelen hayatımda ilk kez yapmaya muvaffak olduğum ‘itikaf’ geldi önce. Pakistan itikafın hayatın merkezine alındığı, halkın camilerde veya evlerinde yaygın olarak yaptığı bir ibadetti. Orada canlı yaşayan bu kültür ve toplumun hayatına yakinen şahit olma sonrası bende de bu duygu coşmuştu ve itikafa niyetlenmiştim. Dijital dünyanın olmadığı, sadece ibadeti yaşadığım bu itikâflı günler ve zaman dilimleri hala hatıratımda çok canlı durmakta.
Hatimle kılınan teravihler Pakistan’da çok normal olan bir diğer Ramazan kültürüydü ki, muhtemelen benim gibi, birçok arkadaşımız burada kıldığı kadar hatimle namaz kılmamıştır hayatında. Pakistan haricinde üç farklı ülkede çalışma imkânım oldu ama hiçbir yerde Ramazan’ı Pakistan’da duyduğum gibi derinden duymadım ve hissetmedim.
Hayatımda ilk kez evime yemek için masa kiraladım
İftarlar apayrı güzellikteydi. Programlar ve iftar davetleri tüm ay boyunca devam eder ve dost meclisleri gönül evlerimizi hiç yalnız bırakmazdı. Evimize gelen devlet erkanından dostlarımız ve medya mensubu arkadaşlarımızla yaptığımız iftarlar ve o doyumsuz muhabbetler hala çok taze zihnimde. Çalıştığımız PakTürk kurumlarının yaşadığı sıkıntılar ve sınır dışı edilme gibi gündemlerden dolayı sıkıntılı zamanlar geçirmiş olsak da, Bir Ramazan’ı daha Pakistan’da geçireceğimiz anlaşılınca, dostlarımızla ve öğrencilerimizle iftar yapmamak olmazdı. Ülkeden ne zaman çıkacağımız net olmadığı için tedbiren eşyalarımızı satmış, elimizde sadece sınırlı sayıda tuttuğumuz geçici eşyalar kalmıştı. Ramazan’ı dostlarla yaşayabilmek için eksikliklere ara çözümler geliştirmiş ve bu güzel insanları evimizde ağırlamıştık. Mesela birkaç özel misafirimizi ağırlamak için masa kiralamıştık. Bu bana hala ilginç geliyor. Okuldaki geniş katılımlı programlar için masaları hep kiralardık ama ev için hayatımda ilk kez bunu yapmıştım. Kiralanan bir masa olsa da benim için bu dönemin ruhu adına çok sembolik anlamları olan bir şey.
Sıra dışı bir medya iftarı
Dışarda yaptığımız iftarlarda çok güzel olurdu. Bunlardan bir tanesini sizlerle paylaşayım; çok kıymetli bir medya mensubu dostum bir gün telefon açtı ve beni iftara davet etti. Klasik, büyük salonlarda ve mükellef bir ortam olacağı düşüncesiyle ‘tamam’ dedim. Sonrasında iftar yemeğinin imece usulü evlerden getirileceğini, gideceğimiz gazete çalışanlarının ofislerinde, bir dost meclisi gibi, samimi bir ortamda yeneceğini söyleyince çok şaşırdım. Planladığımız gibi yemekleri aldık ve gazete binasına (Pakistan’ın en büyük gazetelerinden biri), ilgili gazetecilerin olduğu birçok insanın birlikte çalıştığı bir ortak ofis bölümüne geçtik. Çok doğal, resmi iftar programlarının ağırlığı cinsinden sayılabilecek duygulardan uzak, muhabbetin, samimiyetin zirve yaptığı bir ortamda iftarımızı hep beraber yaptık. Hala bana çok enfes bir tarz ve metot olarak gelir bu iftar programı. İmkânım olsa herkese bu formatı denemesini tavsiye ederdim, en azından buradan iletmiş olayım. ‘Nasıl olacak?’ dediğim bu iftar çok güzel muhabbet dolu bir ortamda geçmişti.
Öğrencilerimiz her zaman listenin başındaydı
Evimizde ağırladığımız PakTürk’ten öğrencilerimiz ve üniversiteli arkadaşlar da Pakistan ve iftar denince aklıma ilk gelen diğer ayrıntılar oluyor. Soframızdan eksik olmayan dünyalar tatlısı ve o zamanlarımızın en kıymetlileri olan bu öğrenciler iftar listelerimizde hep üst sırada olurlardı ve ilk onları davet takvimine yerleştirirdik. Düşünüyorum da aklıma ailecek yaptığımız iftar neredeyse hiç gelmiyor.
Tabi kurumsal iftarlar şeklinde devletin farklı kurumlarından da misafirlerimiz olurdu. Tüm bu iftarlar ve sayıca çok olan programlar arasında bazen arada kalır ve tercih etme durumunda kalırdık.
Pakistan iftar ve sahurları ile Ramazan’ı insanın hissedebildiği, soluklayabildiği ve dost meclisleriyle hep hatırlayacağı bir ülke. İnanılmaz bir coşku ve manevi bir ortam.. Belki birçok arkadaşımızın aklına ‘Nerede o eski ramazanlar?’ sorusu geldiğinde, ilk Pakistan’daki Ramazanları hatırlıyordur. Hey gidi Pakistan’daki Ramazanlar. Senden uzak 5 koca yıl ama hala tüm tazeliğinle aklımızdasın.
No Comment.