İmkânsızlıklar içinde geçen çeyrek asır ve zorunlu veda (3)

Pakistan Ramazanlarını yeniden yaşayalım!
Nisan 3, 2021
Macera dolu velî ziyaretleri!
Nisan 6, 2021

İmkânsızlıklar içinde geçen çeyrek asır ve zorunlu veda (3)

Hayatının en verimli dönemlerini Pakistanlı gençlerin eğitimine adayan Sadullah Bayazit, bu bölümde Lahor’da geçirdiği 9 yılı yazdı. Bu sürenin sonunda Pakistan’dan ayrılmak zorunda kaldıklarını, ama hâlâ o günlerin özlemi ile yaşadıklarını kaydetti.

2009 yazında eşim ve çocuklar Türkiye’deydi. Hava sıcak olduğundan orada kalmışlardı. Ben tek başıma Türkiye’den Quetta’ya dönmüştüm. O sırada Pakistan’da artık Lahor’da çalışacağımı öğrendim. Onlar Türkiye’de iken ben tek başıma ev eşyalarını paketledim, evi taşıdım. Kamyoncuya tekrar ve tekrar sormama rağmen “Hiç sıkıntı yok!” dedi ama Lahor’da eşyaları indirirken sağlam tek karton bulup eve indiremedim. Ağustos ayı muson yağmuru sezonudur. Çeşmeden su akarcasına yağmur yağar. Şoför, çadırla iyice üstlerini kapatmadığı için tüm eşyalar ıslanmıştı. Oturup bir köşede çaresizliğime ağladım. Ramazanın başlamasına bir haftadan az kalmıştı. Ev bulup eşyaları kendim yerleştirdim ve Ramazana yeni evimizde girmiş oldum.

Lahor, hem Peşaver’e hem de Quetta’ya göre çok büyüktü. Arkadaşlarla kaldığımız semt, görev yaptığım İslampura semtine çok uzaktı. Oturduğum evden 28 km uzaktaki İslampura’ya iş için her gün gidip gelmem gerekiyordu. Yine araba alacak param yoktu. Bu 1,5 saatlik mesafeyi üç tekerlekli rikşa ile 3 yıl boyunca gidip geldim.

İslampura benim için iyi bir tecrübe olacaktı. Öğrencilerimiz genelde alt seviye memur çocuklarıydı. Çalışkan ve azimliydiler. Ülke geneli başarılara imza atmış bir okuldu. 300 civarı öğrenci vardı. Bahçe kapısından içeriye adım attığımda beni gören öğrencilerin hepsi benimle tokalaşarak selamlaşmayı çok severdi. Tamamına yetişmem mümkün olmuyordu ama yetişebildiklerimle tokalaşırdık. Anaokulu ve ilkokul 5’e kadar sınıflar vardı. Okulun atmosferi çok güzeldi. Dışardan gelen birisi okuldaki bu havayı hemen hissederdi. Özellikle Pakistanlı öğretmen arkadaşlarımız çok gayretliydi. Okulu kendi okulları gibi görüp o şekilde çalışıyorlardı. Hepsine teşekkürler ediyorum ve biz orada olamasak da onların bu gayretli çalışmalarına aynı şekilde devam ettiklerine inancım tam.

Okulları devretme zamanı geliyordu

Lahor’da dokuz yıl geçirdik. İlk üç yıl İslampura’da kaldıktan sonra diğer okulun erkek şubesinde idari ofise geçtim. Yaklaşık 3 yıl boyunca muhasebeyi takip ettim. Sonrasında “Benim işim eğitim” deyip tekrar okullarda öğretmen olarak çalışmak için dilekçeler yazdım. 2015 sonlarına doğru Dream Garden’daki okulun kuruluşuna nezaret etme vazifesi verildi ve Nisan 2016’da 48 öğrenciyle eğitime başladık.

Sadullah Bayazit (en sağda), öğrencilri ile…

Bu şehre geldiğim zaman çok farklı bir ortam buldum. Lahor, ne bir Türkiye şehri ne de benim bildiğim bir Pakistan şehriydi. Yerli iş adamı esnaf abilerimiz vardı. Okullar inşa ediyorlar, muhtaç öğrencileri okutuyor ve ihtiyaç sahibi insanlara iftarlar veriyorlardı. Her geçen gün şehrin yolları elden geçiriliyor, temizlik daha iyiye gidiyordu. Bunların da ötesinde okullarımızdan mezun olan kardeşlerimiz eğitim çalışmalarına bizlerle beraber omuz veriyordu. Bu durum, yıllardan beri beklediğimiz bir manzaraydı. Yavaş yavaş okulları Pakistanlı kardeşlerimize devir-teslim zamanı geliyordu. Sonrasında zaten çok uzun sürmeden bu işlemler tamamlandı.

Öz vatanımızdan ayrılır gibi ayrıldık

Bu sırada ben yüksek lisansımı tamamladım, eşim de üniversiteye başladı. Küçük çocuklu bir annenin yabancı dille eğitime devam etmesi ayrı bir zorluktu. Ama eşim derslerini aksatmadan dönemin iyi öğrencileri arasında yerini alıyordu. O şartlarda evli ve çocuklu bir kadının okuması takdirle yâd edilecek bir durumdur. Yer yer Lahor’un zor trafiğinde araba kullanmak durumunda kaldı.

Pakistan hayatım, 31 Aralık 2018 tarihine kadar aralıksız olarak 22,5 yıl sürdü. Aradan üç yıl geçmesine rağmen hâlâ o günleri ailecek hatırımızdan çıkaramıyoruz. Her gün hayatımızın altın sayfalarının satır aralarından bir bahis açıyoruz. Pakistan’da okullarımızdaki -kendi çocuklarımdan biliyorum- kaliteli eğitimi de dile getirmek benim üzerime bir borçtur. O günlerin özlemiyle yaşıyoruz. Ayrılırken kendi öz vatanımızdan ayrılır gibi ayrıldık. Son güne kadar da kalmaya çalıştık, ancak nasibimiz o kadarmış.

“Cive cive Pakistan Dil dil Pakistan”.  (Yaşa yaşa, canım canım Pakistan)

Pakistan zindabad, Turki payindabad (Yaşasın Pakistan, Türkiye ile ilelebed)

Pakistan Turkiye dosti payindabad”. (Pakistan-Türkiye yaşasın ilelebed)

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

4 Comments
Mahmut Nisan 5, 2021
| | |
Okula girdiğinizde Sadullah beyin mutlu çehresini görünce, uzun, zahmetli, zor yolun meşakkatini unutuyordunuz.
Abdulgani Nisan 5, 2021
| | |
Evet Sadullah hocam Islampura'ya yagmurda, sogukta, sıcakta rikşalarla gidip geldin. Günlük yaklaşık 50 km o şartlarda yol herkesin dayanabilecegi bir durum degildi. Allah sizden razı olsun. Rabbim ecrini kat bet kat ahirette karşınıza çıkarsın inşaallah.