Attock’a veda ve İslamabad’da uzun ‘seminer programı’

Hayrpur’da eski bir inşaatın okula dönüşme sancıları
Mayıs 31, 2021
Pakistan’ın dikkat çeken park ve mesire yerleri
Haziran 2, 2021

Attock’a veda ve İslamabad’da uzun ‘seminer programı’

Eğitim gönüllüsü Taner Koçyiğit, 14 yıllık Pakistan hayatını anlatmaya devam ediyor. Altıncı bölümde, ilk görev yeri Attock’tan ayrılışını ve yeni tayin yerini beklerken katıldığı seminer programını yazdı.

Altıncı Bölüm:

Attock şehrindeki okulumuzda öğrencilerin hemen hepsi Afgan göçmenlerin çocuklarından oluştuğu için her ay onlarcası Afganistan’a dönüş yapıyordu. Diğer taraftan okula yeni öğrenciler geliyordu. Yaşanan bu sirkülayondan dolayı eğitim ve rehberlik faaliyetlerinde bir türlü devamlılık sağlanamıyordu. Bu yüzden Attock’taki okulumuzun kapatılması gündeme gelmişti. Bu karar üzerine bizler de yeni gideceğimiz şehir belli olana kadar İslamabad’da bekleyecektik. Böylece toplamda on ay kadar Attock’ta kaldıktan sonra başka bir şehirde görev almak üzere İslamabad’a döndüm.

Döndükten sonra İslamabad G-10’da bulunan yurtta kalmaya başladık. Bu arada farklı sebeplerden dolayı görev yerleri değişeceği bildirilen birçok öğretmen arkadaş da İslamabad’a geliyor ve bir süre bizimle beraber yurtta kalıyordu. Yurtta tayin bekleyenlerin çoğunluğunu İngilizce öğretmenleri oluşturuyordu. Hizmet etmeden yurtta beklemek iki ay da olsa bizi sıkmaya başlamıştı. Bu beklemeyi biraz da eğlenceli hale getirmek için yurtta kalan öğretmen arkadaşlar ile ‘Bekar İngilizce Öğretmenleri Derneği’ adında bir dernek bile kurmuştuk.

Ramazan ayını ilk kez dolu dolu yaşadık

İki ay neden beklemiştik? Çünkü yeni dönem henüz başlamamıştı ve Ramazan ayına denk gelmişti. Ayrıca çoğumuz meslekte yeni olduğu için tatil dönemini seminerler ve yetişme dersleri ile geçirmemiz istenmişti. Yine çoğumuz Türkiye dışındaki  üniversitelerden mezun olmuştu. O sıralar Türkiye okuduğumuz üniversitelerin denkliklerini iptal etmişti. Ayrıca Türkiye’den İngilizce bilen ve yurt dışında öğretmenlik yapacak insan bulmak zordu.

İslamabad’da kaldığımız bu iki ay içerisinde Ramazan ayını da geçirdik. Pakistan’daki ilk Ramazanımız olduğu için o günlerin ayrı bir yeri vardır bizde. İki saati aşkın süren teravih namazlarını, daha önce hiç tatmadığımız ilginç iftar menülerini ve tabii ki o güne kadar sadece adını duyduğum itikaf günlerini bizzat müşahede etmiş olmamız o Ramazan’ı bizim adımıza çok farklı hale getirmişti.

Acaba Hizmet’e yük mü oluyoruz!

Bu kamp günlerini değerlendirmek adına İngilizce öğretmeni olarak görevlendirilecek arkadaşlara kurs ve seminerler veriliyordu. Hacettepe Üniversitesi mezunu İngilizceci bir arkadaş Türkiye’den yeni gelmişti. O arkadaş bir süre bizimle ilgilendi. Günlük kompozisyonlar yazar, birbirimizle karşılaştırıp hatalarımızı bulur ve düzeltmeye gayret ederdik. Küçük odalarda 5-6 kişi ranzalarda kalırdık. Bize ‘Ranza boys’ yani ‘Ranza yiğitleri’ diyen öğretmen abilerimiz de vardı. Bu yurtta kaldığımız iki aylık süreç hepimiz için çok eğitici oldu. Hem tecrübeli öğretmenlerden dersler alıyorduk hem de yeni görev yerlerimize gitmeden önce ülkeyi tanımamız için bir fırsat olmuştu.

Taner Koçyiğit (solda), bir ardadaşı ile İslamabad’da seminere katıldığı yurdun önünde…

Bu seminer programı uzadıkça günler de uzamış bitmek bilmemeye başlamıştı. Psikolojik olarak giderek daha fazla zorlanıyorduk. Bu yüzden yeni görev yerlerimizi bekleme süresi uzadıkça aklımıza zaman zaman “Acaba Hizmet’e ve okullara yük mü oluyoruz?” sorusu geliyordu. Öğretmenlik yapan arkadaşlara gıpta ile bakar olmuştuk.

Hayatımızın önemli dönüm noktasıymış

Bu sıkıntılı günlerden birinde arkadaşlara genel müdürle evinde görüşmeyi teklif etmiştim. “Eğer Hizmet’e yük oluyorsak başımızın çaresine bakalım, gerekirse Türkiye’ye dönelim.” demek için genel müdürün evine gittik. Çünkü 1,5 ay olmuştu ve sadece ‘seminer, yetiştirme’ adı altında vakit geçiriyorduk. Genel müdürün arkadaşlardan bir kısmı ile beni evinde ağırlaması ve orada söyledikleri sıkıntılarımızı önemli derecede azaltmıştı. O akşamki ziyaret ve müdür beyin bizim hakkımızdaki planlarını duymak hepimizi rahatlatmıştı. Hayatımızın önemli dönüm noktalarından birisi olarak o akşamı hala hatırlarız.

Çok güzel bir ortamda geçen o günlerde bazı sosyal aktivite imkanları da elde etmiştik. Bir defasında Harun Bey, İran Elçiliği’nde görev yapanlarla halı saha maçı ayarlamıştı. Pakistan’da genel olarak herkes kriket oynadığından futbol neredeyse bilinmez. Futbol oynayanlar hemen hemen sadece ülkedeki yabancılardır. Biz de bazen değişiklik olsun diye diğer yabancı okullar veya elçiliklerdeki insanlara maç teklifleri yapardık. Bazen de onlar bize müsabaka teklif ederdi. Pakistan’daki İran elçilik ve konsolosluklarında Azeri çalışanlar da olurdu. Onlardan kimileri Türkçe bildiğinden bizim arkadaşlardan da bazılarının Farsça bilmesinden arada bir maç vb. organizasyonlarda birlikteliğimiz olurdu.

İran Elçiliği çalışanları ile halı saha maçı

Maça gittiğimizde rakip takımın taraftarlarla birlikte geldiğini ve eğlenmek yerine mutlak galibiyet için sahaya çıktıklarını anladık. Maça başlarken koordinasyonu da yapan Harun Bey hepimizi topladı ve “Aman arkadaşlar sakin olalım, bunlar kardeşlerimiz. Onlara sert oynamayalım ve sesimizi yükseltmeyelim! Maçın zevkini alıp onlarla diyalog vesilesi olarak görelim.” şeklinde bir konuşma yaptı. Fakat İranlı arkadaşlar öylesine sert oynadı ki ilk yarı boyunca, defalarca bize yaptıkları sert faullerden dolayı maç durdu ve ortam gerildi.

İlk yarı bitiminde bize söylenen sözler ve yapılan muameleyi gören Harun Bey “İkinci yarıda Allah ne verdiyse girelim arkadaşlar, bizi ezmelerine müsaade etmeyelim, maç başlarken söylediklerimi unutun ve maçı kazanalım.” diye yeni bir konuşma yaptı. Maç sonucunda 3-2 yenildik ama maçtan ziyade karşı tarafın abartılı gol sevinçleri ve yaptıkları sert fauller akılda kaldı. 🙂  

To be continued…

***

Beşinci Bölüm: ‘Yoldan toplanan hayvanlar’ ve Attock’ta ilk Kurban Bayramı

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.