Eğitimci Taner Koçyiğit, renkli anılarla dolu Pakistan hayatını anlatmaya devam ediyor. Onuncu bölümde, Kuetta’daki okulun yurdundan mecburen ayrıldıktan sonra yaşadıkları bir haftalık otel macerasını ve bu sırada gördüğü bir rüyayı anlatıyor.
Taner Koçyiğit
Onuncu Bölüm:
Kuetta’nın yerli veya yabancı turist bakımından ziyaretçisi çok fazla olmadığından konaklama sektörü de gelişmiş değildi. Bu büyük sayılabilecek 1 milyon nüfuslu şehirde güvenli şekilde, rahatça kalınabilecek bir veya iki otel vardı. Özellikle şehir merkezindeki Serena Oteli çok korunaklı ve rahat bir yerdi ama orada bir hafta kalmak için bir aylık maaşımızı vermemiz gerekiyordu. Biz de arkadaşlarla en uygun fiyata şehir merkezinden otel bakmak üzere okuldan ayrıldık. Bulduğumuz ilk otele yerleştik ama durum o kadar vahimdi ki odaya çıkınca şaşkınlıktan arkadaşlarla birbirimizin yüzüne bakakaldık.
Otelde banyo imkanı vardı ama kovalara su doldurup tuvaletle aynı yerde banyo yapmak zorundaydık. Ayrıca paralarımızı birleştirip iki oda tutmuştuk ama yatak sayısı az olduğu için onları da paylaşmak zorundaydık. Otelin şehir merkezinde olmasından dolayı dışarıdan gelen sesler uzun süre bitmek bilmedi. Arkadaşların ‘biz küçükken de böyle kardeşlerimizle ayak ayağa karşılıklı yatardık’ hikayeleri eşliğinde ilk gecemizi tamamladık otelde.
Ertesi gün yeni bir otele taşındık
Okula geldiğimizde hepimizin uykusuzluğu ve yorgunluğu gözlerinden okunuyordu. Bu sırada şehrimize yeni gelmiş olan müdür bey de henüz ailesi gelmediği için bir başka otelde kalıyordu ama onun kaldığı yer bizimki gibi değildi.
Hemen ertesi gün yeni bir otel arayışına koyulduk ve bir tanıdığın oteli olduğunu duyduk. Orası ile görüşüp artık yeni otelimizde kalacaktık. Kısmen daha iyi bir oteldi ama benim çamaşır yıkama vb. işler için okula gelmem gerekiyordu ve tüm arkadaşlar otelde iken bir gece okulda yalnız kaldım. O gece rüyamda ‘mübarek bir zâtın’ krem rengi uzun bir palto giymiş olarak bizi ziyarete geldiğini gördüm. Rüyada, kaldığımız otelin girişinde -aslında yoktu- çok uzun ve beyaz mermer sütunların gölgesinde merdivenler vardı. Mübarek zât, bu merdivenlerden çıkarak otele geldi ve “Sizi ziyarete geldim arkadaşlar!” dedi.
Aşçımızın Türkçe öğrenme azmi kimsede görmedim
Ben rüyayı arkadaşlara anlatınca kimisi o zaman otelde kalmaya devam edelim diye latife yaptı ama biz çok vakit geçirmeden bir ev bulduk ve yaklaşık 1 haftalık otel macerasından sonra ikinci katta bir daire tuttuk. Daha sonra bu evde Sadettin ağabey ve Kuetta’ya gelen birçok misafiri ağırladık.
Okulumuzda yemekleri yapan Veli adındaki aşçımız da artık akşam yemekleri için evimizde bize yardımcı oluyordu. Veli’nin Türkçe öğrenme azmini ben hayatımda hiç kimsede görmedim diyebilirim. Artık bizi gördüğünde “Aman Veli yine soru soracak!” diye yolumuzu değiştirecek kadar azimli bir arkadaştı. Veli ile olan maceralarımızı anlatmaya bu satırlar yetmez…
Devam edecek…
***
Dokuzuncu Bölüm: Kuetta’daki ilk günler ve geceleri eve dönüşen okul!
No Comment.