PakTürk Okulları, 2008 yılında Lahor Raiwind Road’daki yeni okul inşaatının tamamlanmasından sonra tanıtım faaliyetlerine hız verdi. Bu kapsamda bazı media organlarında röportajlar yayınlandı. Bunlardan biri Jahangir World Times isimli derginin PakTürk’ün Lahor Şubesi Müdürü Adem Akgedik ile yaptığı röportaj. Nabeela Malik’in yaptığı röportajı Doğan Yücel’in çevirisi ile yayınlıyoruz.
Adem Akgedik, 1975 yılında Mevlânâ Celaleddin Rumi’nin şehri Konya’da doğdu. İstanbul’daki Marmara Üniversitesi’nden mezun oldu ve aynı üniversitede Matematik alanında yüksek lisans yaptı. Yurt dışındaki Türk okullarında dört yıl öğretmen ve müdür olarak çalıştıktan sonra bir yıl İstanbul’da görev yaptı. Son dokuz yıldır (2008 itibarıyla) Pakistan’da PakTürk Okulları’nda müdürlük vazifesini yürütüyor. Bu sürenin üç yılı İslamabad’da, üç yılı Karaçi’de ve son üç yılı da Lahor’da geçti.
-PakTürk Eğitim Vakfı ne zaman ve hangi amaçlarla kurulmuştur?
Okullarımızın ilki 1995 yılında İslamabad’da açıldı. 1999 yılında PakTürk Eğitim Vakfı’nı kurduk. O zamandan beri bu vakfın çatısı altında çalışıyoruz. Benzer kurumlar başka ülkelerde de faaliyet gösteriyor. Genelde ‘Türk okulları’ olarak biliniyor. Her ülkede ismi farklı olan bu okulların Pakistan’daki adı PakTürk’tür.
Temel amacımız, kaliteli eğitim vermek ve karakterli, ahlaki değerlere sahip fertler yetiştirmektir. Bİldiğiniz üzere herkes öğretim yapabilir ama herkes eğitim veremez; biz buna ‘gerçek eğitim’ diyoruz. Her şey eğitime dahildir ki, bencil bir yaklaşımın ötesinde, toplumsal refah ve gelişimi her şeyin önünde tutabilen insanlar yetiştirmemiz gerekiyor.
Müspet ilimleri okumak ve teknolojiyi bilmek tek başına yeterli olamaz. İyi insanlar yetiştirmek ve fertleri iyi bir toplum oluşturmak için bilim, teknoloji ve ahlaki değerler arasında iyi bir denge kurmamız gerekmektedir. Bu vakıf Fethullah Gülen’in fikirlerinden esinlenen eğitim sevdalılarının da aralarında bulunduğu bir grup eğitimci ve hayırsever tarafından kurulmuştur. Esasında Türkiye’de içinde yaşadığı toplum için bir şeyler yapmak ya da topluma maddi ve manevi faydalı olmak isteyen herkesin bir camiye bağış yapmayı düşündüğü bir akım vardı. Ama onun yaklaşımıyla; Müslümanlar dünyanın her yerinde çok sayıda cami inşa etmişlerdir ve ancak Kur’an-ı Kerim’de yeryüzünün Müslümanlar için ‘mescid’ olduğuna dair bir ifade vardır, hatta yeryüzünün herhangi bir yerinde namaz kılabilirsiniz ama ondan daha önemlisi ‘mutlu toplum ve iyi birer fert’ olmaktır. İnsanlar eğitimli ve ahlaklı yetiştirilmedikçe binaların bir önemi yoktur. Bu fikirler çerçevesinde okullar açmaya ve ilk önce içinde yaşadığı toplumun insanlarını eğitmeye karar verdi.
Bir de Müslümanlar olarak üç temel sorunumuz var. Bunlardan ilki eğitimdir ve genellikle Müslüman ülkelerde insanlar eğitimde yetersizdir. O halde çözüm, eğitimin iyileştirilmesidir. İkinci sorun, yoksulluktur. Bunun üstesinden gelmek için insanlarımıza asgari ölçüde de olsa iş yapmayı, biraz uzmanlık kazandırmayı ve onların becerilerinden maksimum düzeyde yararlanmayı öğrenmeliyiz. Müslümanların üçüncü sorunu ise birlik ve beraberlik içinde olunmamasıdır. Ulusal düzeyde de uluslararası düzeyde de birlik içinde değiliz. Örneğin ulusal düzeyde tüm Müslüman ülkelerin siyaseti farklıdır, hatta kendi ülkemizde bile bizi bölen farklı partilerimiz, mezheplerimiz, cemaatlerimiz vs. var. Elbette insan doğasının farklılıkları vardır ama en azından bu farklılıkları çözerek birliktelik oluşturmaya çalışabiliriz.
Bu sebeple, bu üç ana sorunu analiz ederek, tüm Müslüman ülkelerde eğitimin teşvik edilmesine odaklanarak eğitim sorununun çözülmesine yardımcı olmaya çalışıyoruz. PakTürk Okulları Vakfı’nın kurulma amacı da bu kabildendir.
-Pakistan’da kaç şubeniz var?
Gün itibariyle PakTürk Okul Vakfı’nın İslamabad, Peşaver, Multan, Kuetta, Lahor, Hayrpur ve Karaçi olmak üzere 7 şehirde 13 şubesi bulunmaktadır.
-PakTürk Vakfı’na sivil toplum kuruluşu (STK) denebilir mi?
Bu, herhangi bir hükümet tarafından desteklenen bir devlet kurumu değildir ve herhangi bir STK tarafından yönetilmemektedir. Ticari bir faaliyet değildir, kesinlikle kâr-zarar esasına dayanmayan sosyal bir faaliyettir. Sadece toplumsal kalkınmaya odaklanmıştır. Örneğin, bu okul kârlı bir şekilde çalışıyorsa, bu miktar burada okulun ve tesislerinin iyileştirilmesi ve büyütülmesinde kullanılacaktır.
-Tüm şubelerin tahmini yıllık bütçesi nedir?
Okulları işletmeye yetecek uygun bütçemiz var. Binalarımızı genişletmemiz veya yeniden inşa etmemiz gerektiğinde, bize ekstra fon gerekmektedir. Bu meyanda Türkiye ile Pakistan arasında kurulan dostluk ve kardeşlik derneklerinden hayırseverler destek olmaktadır.
-Bu okullarda nasıl bir müfredat, ortam ve sınav sistemini benimsiyorsunuz?
Mutlak yeni bir eğitim sistemi getirmiş değiliz. Hiçbir ülkeye tamamen yabancı bir sistem getiremezsiniz. Kayıt sistemini ve ‘O-Level’ sistemini takip ediyoruz, ancak bazı değişiklikler de dahil ediyoruz. Üçüncü sınıfa kadar, genellikle Oxford müfredatını takip ediyoruz, Yedinci sınıftan sonra, seçimi öğrencilerimize bırakıyoruz.
Öğrencilerimiz ‘Matriculation’ veya ‘O-Level’i seçmekte serbestler. Ama kendi eğitim kültürümüze de dikkat etmeliyiz. Tabii ki, İngilizce dilinde öğretim yapıyoruz ama müfredatımızdaki tüm konu ve kavramları Pakistan kültürünü göz önünde bulundurarak işliyoruz.
İyi karakterler yetiştirmek için kitap seçimi son derece önemlidir, bu sebeple matematik, fen ve sosyal dersler dahil olmak üzere kendi kitaplarımızı hazırlıyoruz. Eğlence etkinliklerini seçerken bile öğrenmeye odaklanıyoruz. Çünkü bazen öğrencilere eğlence sunabilirsiniz ama bu hiçbir şey öğretemeyebilir. Dolayısıyla İslami ilimler ve değerler, bilim, sanat ve sosyal bilgiler arasında dengeli bir şekilde karakter inşa etme amacımıza uygun olarak her şeyi öğretmeye çalışıyoruz.
-PakTürk Okulları’nda öğretmen alım veya kabul politikası nedir? Ve öğrencilere hangi imkanları sunuyorsunuz?
Mükemmel bir akademik hassasiyete sahip olan PakTürk Uluslararası Eğitim Vakfı’nın okulları, eğitim konusunda son derece deneyimli Türk vatandaşları ile dinamik ve çalışkan Pakistanlı personel tarafından yönetilmektedir.
PakTürk Lahor kampüsünde akademik yıl iki dönemdir. Lahor kampüsü, öğrencileri okul öncesi eğitiminden üniversite düzeyine kadar eğitim vermektedir (SSC, HSSC ve O-Level dahil).
Her sınıf, etkili öğretmen-öğrenci etkileşimini sağlayabilmek için 24 öğrenci alacak şekilde tasarlanmıştır. Kaliteli bir eğitimin yanı sıra, sağlam karakterli, özgüveni yüksek, milletine ve ülkesine sadık onun için fedakarlık yapabilecek genç bireyler yetiştirmektir. Ayrıca öğrencilerimizi evlerinden alıp konforlu, güvenilir ve emniyetli bir servis sistemi ile okula getiriyoruz.
-PakTürk Okulları’ndaki öğrencilerin ücret tarifesi ve diğer giderlerin ortalama oranı nedir?
Ortalama olarak sıfırdan 4 bin rupiye kadar aylık ücretimiz var. Ayrıca burs da veriyoruz. PakTürk Okulları’nda yüzde 30 civarında öğrencimiz burslu eğitim alıyor.
Sialkot, Sheikhupura, Hayrpur ve diğer yerlerdeki tüm okullardan zeki öğrenciler bizi tercih ediyor. Yetenek testleri yapıyoruz, başarılı öğrencileri seçiyor ve onlara kaliteli eğitim imkanı sunuyoruz. Ayrıca kız ve erkek öğrenciler için ayrı yurtlar kurarak öğrencilerimize yatılı kalma fırsatı sunuyoruz.
-PakTürk Eğitim Vakfı’nın 13 yılın sonunda geldiği noktayı ve ilerleyişini nasıl görüyorsunuz?
Hedefleri karşılamak kısa vadeli bir mesele değil, bizde de öyle. Ama gördüğüm kadarıyla, iyi bir tempodayız, okullarımızın binalarını, tesis standartlarını ve tabii ki eğitim seviyesini yükselttik. Her geçen gün daha iyiye gidiyoruz. Ancak Pakistan’daki rakip okulların zorlu olduğu da bir gerçek. Buradaki diğer özel kurumların da gayet iyi tesisleri var ve çok ilerleme sağlıyorlar. Ancak okul ücretlerinin hayli yüksek olduğunu söylemek gerekiyor. Biz kaliteli eğitim için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz ve her adımda daha da gelişeceğimize inanıyoruz.
-Pakistan’daki amacınıza hizmet etmenizi engelleyen herhangi bir sorun veya kurumu rahatsız eden bir unsur var mı?
Öncelikle şunu ifade etmeliyim; Pakistan’da bulunmaktan çok mutluyum. Çünkü Pakistan halkı her zaman Türkleri sıcak bir şekilde karşılamıştır. Bizi çok seviyor ve saygı duyuyorlar. Elbette bir kurumlar zincirini yönetirken, işletirken bazı zorluklarla karşılaşıyoruz ama bunlar çok önemli değil, o yüzden bunları dile getirmeye gerek yok. Genel itibarıyla, burada çalışan Türkler olarak, Pakistanlı kardeşlerimizle birlikte çok mutluyuz.
No Comment.