Multan’da ilk PakTürk şubesi ve bir ‘harabeyi’ okula dönüştürme çabaları

Asırlık uçurtma şenliği, 10 yıl boyunca neden yasaklandı?
Eylül 27, 2021
Pakistanlı iş adamlarının Türkiye gezileri nasıl başladı?
Eylül 29, 2021

Multan’da ilk PakTürk şubesi ve bir ‘harabeyi’ okula dönüştürme çabaları

Eğitimci Sadullah Bayazit, ‘kader arkadaşı’ Abdülgani Gülmez’in ‘Pakistan hayatını’ anlatmaya devam ediyor. On Birinci Bölüm’de, Gülmez’in ağzından, Multan’da açılacak ilk PakTürk şubesiyle ilgili hazırlıkları yazdı. Gülmez, imkansızlıklar içinde, harabeye dönmüş binalarda yapılan tadilat ve renovasyon işlerini nasıl yürüttüklerini aktardı.

On Birinci Bölüm:

Hayrpur’da okulun ilk yılında bir yandan eğitim diğer yandan binanın tadilat yapılmayan diğer kısımlarının renovasyonu devam ediyordu. 2002 yaz tatilinde ben Hayrpur’da kalmıştım. Hem tadilat işerinin devam etmesi hem de yol masrafları beni Türkiye’ye gitmekten alıkoymuştu. Yaz tatili sonrasında, sanırım, 2002’nin ekim ayında okul müdürleri toplantısı yine Hayrpur şubemizde oldu. Bu toplantıda Multan şehrinde de okul açmak için bir devlet binasının teklif edildiğini, anlaşmanın ekim sonu gibi yapılacağını öğrendim. Ardından devletin tahsis ettiği binanın tadilatlarına başlamak için benim İslamabad’a yeni gelen Kürşad Bey’le birlikte Multan’a gitmemiz istendi.

Bu dönemde ben geçici olarak yeni gelen arkadaşa refakat edecek, tadilat işlerini başlatacak ve orada bir ev kiralayıp Hayrpur’a geri dönecektim. Arkadaş daha sonra oradaki işleri takip edecekti.Şu an smini hatırlayamadığım ama hep ‘Major (binbaşı) Sahib’ diye çağırdığımız görevli asker emeklisi bir dostumuz ve binanın alınmasında epey katkısı olan abinin arkadaşı bir Associate Professor (Doç. Dr.) olmak üzere iki kişi bizi Multan’da karşılayacaktı. Bir de Genel Müdür Halid Bey Türkiye’den gelen duvar boyalarından bir kovayı Multan’a götürmemi, ilk sürülen boyanın sponsor iş adamlarının gönderdiği boya olmasını istedi. 

Boya kutusunun üzerinde 10 saat yolculuk

Bize kasım ayının ilk haftasında gideceğimiz söylendi. Ben Hayrpur’dan gidecek, Kürşad Bey de İslamabad’dan gelecekti. Ben anlaştığımız tarihte gece elimde Türkiye’den gelen bir kova boya ile Hayrpur’dan trene bindim. Trende boş koltuk bulacağımı ümid ederek önceden numaralı bilet almamıştım. Lakin yolculukta bir iki şehir geçmemize rağmen boş koltuk bulamadığım gibi oturacak uygun bir yer dahi bulamadım. Elimde bir kova boya ile dokuz veya on saat yolculuk yaptım. Vagonda ya tuvalet önünde ya da vagon arasında kovanın üstünde oturarak ve devamlı yer değiştirerek yolculuğu tamamladım. İyi tarafı, boya kovasını dökülmekten korumuş oldum ve sabah erken saatlerde Multan’a ulaştım.

Trenden inince önüme 50-55 yaşlarında kır saçlı ve başının önü hafiften dökülmüş bir beyefendi geldi. Yanıma yaklaşıp kendisini tanıttı. Kısa bir konuşmadan sonra Kürşad Bey’i almak için arabasıyla Daewoo Otobüs Terminali’ne gittik. Kürşad Bey’in otobüsü de biraz bekledikten sonra geldi. Sonra birlikte birkaç gün kalabileceğimiz ekonomik bir otel aramaya başladık. Fakat birkaç otel gezince dışarıdan gelen yabancıların güvenlik gerekçesiyle sadece üç veya dört yıldızlı bir otelde kalabileceğini öğrendik. Lakin bu otelin fiyatları bizim bütçemize uygun değildi. Bu durum bize refakat eden Profesör Sahib’in de tuhafına gitti. Çünkü okul açmaya gelen kişilerin daha otelde kalacak paraları bile yoktu. Bize “Bunlar renovasyonu hangi parayla yapacak!” diye düşündüğü izlenimi verdi.

Okula dönüştüreceğimiz binalardan ikisi harabe haldeydi

Daha sonra bizi şehrin eski mahallesinde bir otele götürdü ve kendi adına bir oda tutmak istedi. Duvarları rutubetli bu odada ufak bir fan ve küçük çift kişilik bir yatak vardı. Kürşad Bey’le birlikte böyle bir yerde kalmamız imkânsızdı ve ‘başka yere bakabilir miyiz’ diye tekrar rica ettik. Sonunda merkeze yakın olan bir yerdeki Firdous Otel’e yerleştik. Şartları itibariyle biraz daha iyiydi. En azından odadaki yatak daha geniş olduğu için her birimiz bir ucunda yatabilirdik. Otel işini ayarladıktan sonra Major Sahib de orada bize katıldı ve Ali Chowk’a yani okul binamıza gittik.

Okul binası caddeden bakıldığında hiç belli olmayan ve ön tarafı dükkanlarla çevrili biraz da çukurda kalan bir arazide yapılmış üç bloktan oluşuyordu. Öndeki iki blok çok eski ve harabe haldeydi. Arkadaki sonradan yapıldığı anlaşılan bina ise diğerlerine göre daha iyi görünüyordu. İlk etapta daha az masrafla tadilatını yapabileceğimiz binayı hazırlamaya karar verdik. Yani sadece elektrik tesisatı, kapı pencere onarımı ve boya ile nisan ayındaki eğitim sezonuna hazır edebilirdik. Diğer ikisinden giriş kapısına yakın olan blok biraz daha fazla masraf istiyordu. 

Kiraladığımız evin elektriği 2 gün sonra kesildi

Neyse ki okul tam da pazarın içinde olduğundan gerek malzemeye gerekse o zamanlar sabahın erken saatlerinde amelelerin toplandığı yere yakındı. Bunların temini zor olmayacaktı. İlk işçileri Profesör Sahib’le gidip ayarladık. Kum, çimento ve diğer malzemelerin siparişini verdik. Tadilata ertesi gün başlanacaktı. Bu arada Proföser Sahib’in tanıdığı bir kaç emlakçıyı gezerek okula yakın kiralık bir ev aradık. Maalesef iki, üç gün aramamıza rağmen uygun bir ev bulamadık. Okuldaki tadilat işleri başladı. Benim tekrar Hayrpur’daki tadilat işlerine nezaret etmek için dönmem gerekiyordu. Galiba ben bir hafta sonra tekrar Multan’a gelmek üzere Hayrpur’a döndüm, Kürşad Bey de o sırada İslamabad’a döndü. Bu süre zarfında Profesör Sahib işleri takip edecekti.

Bir hafta sonra tekrar Multan’a geldik. Aynı otele yerleştik. Yine kiralık ev aradık. Maalesef bekarlara ev vermeme eğilimi burada da vardı. Ayrıca ekonomik sebeplerden dolayı tutamadığımız birçok ev de oldu. Sonunda Şah Rukni Alam Colony’de Profesör Sahib’in evinin yan bloğunda bir yer bulduk. Bu evi okula uzak olmasına rağmen tutmak zorunda kaldık. Ev sahibi tarafından fazla sorgulanmadan kiralamamız başta biraz tuhaf geldi, sonra anladık ki evin elektrik problemi varmış. Yerleştikten sadece iki gün sonra evin elektriği bizden önce fatura ödenmediği için kesildi. Meseleyi çözmek epey uzun sürdü.

Bu arada eve yatak, mobilya ve diğer ihtiyaçları almamız gerekiyordu ama tekrar paramız bitti. Sadece ‘çarpai’ dediğimiz üç yatak alabildik. Sonra ben tekrar Hayrpur’a döndüm. Kürşad Bey de İslamabad’a gitti. Kendisi kısa süre sonra bir arkadaşla tekrar Multan’a gidip artık oraya yerleşti. Ocak ayında da Lahor’dan Süleyman Bey müdür olarak Multan’a atandı.

Devam edecek…

***

Onuncu Bölüm: Mangirjee’de ilk kurban programı ve tavuk yemek!

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.