Pakistanlı iş adamlarının Türkiye gezileri nasıl başladı?

Multan’da ilk PakTürk şubesi ve bir ‘harabeyi’ okula dönüştürme çabaları
Eylül 28, 2021
Konuş ki, hürdür dudakların (Şiir)
Eylül 30, 2021

Pakistanlı iş adamlarının Türkiye gezileri nasıl başladı?

Eğitimci Taner Koçyiğit, bu bölümde, Lahor’da öğretmenliğin yanı sıra üstlendiği halkla ilişkiler görevi kapsamında yaptıkları faaliyetleri yazdı. PakTürk öğrencilerinin velileri ve iş adamları ile Türkiye gezilerini nasıl başlattıklarını anlattı.

Yirmi İkinci Bölüm:

Pakistan’dan Türkiye’ye bakış çok olumludur. Türkler 80’li yıllarda Avrupa’ya nasıl bakıyorsa Pakistan halkının Türkiye’ye bakışı da öyledir. Bunu Pakistan’a vardıktan kısa süre sonra yerli arkadaşlarımın söylemlerinden anlamıştım. Tanıştığımız hemen herkes Turkiye’nin tarihi ve turistik yerlerinden bahsediyor, benim bile gitmediğim yerleri bana sorup bilgi almaya çalışıyorlardı. Ben de çoğu zaman internetten araştırmalar yapıp gitmediğim, görmediğim yerler hakkında Pakistanlı arkadaşlara bilgilendirmeler yapıyordum. 

Pakistan’a ilk gittiğimiz zamanlar çevremiz çok geniş değildi. Sadece velilerimiz ile irtibatımız vardı ve onlardan maddi durumu iyi olup tatil için başka ülkelere giden hemen hiç yoktu. 2008 yılına kadar, Türkiye’ye veya dünyanın başka meşhur yerlerine giden Pakistanlı, hali vakti yerinde kişilerle pek irtibatımız olmamıştı. Çünkü, okullarımız villalardan bozma küçük binalarda hizmet veriyordu ve ülkenin zengin iş adamlarının çocuklarına hitap edecek okullarımız henüz yapılmamıştı. 2007 yılında Pakistan’ın birçok şehrinde artık kendi tam donanımlı kampüs binalarımıza geçmiştik. Okul ücretleri de artık kalbur üstü insanlara hitap edecek şekle bürünmeye başlamıştı.

Velilerimiz ve iş adamları Türkiye’yi ziyaret etmek istiyordu

2007 yılından itibaren, burslu okuyan öğrencilerimizin yanı sıra ülkenin önde gelen iş adamlarının çocukları da okullarımıza tam ücret vererek kayıt olmaya başlamışlardı. Lahor’da halkla ilişkiler bölümünde çalışan ben ve birkaç arkadaşım öğrencilerin başarılı olmalarına katkı sağlamak için velilerimizle ilgileniyor ve onlarla daha iyi ilişkiler kurarak farklı aktiviteler yapıyorduk. Bu bağlamda velilerimizi iş yerlerinde ziyaret ediyor, ailece piknikler düzenliyor, şehirler arası gezilere gidiyor, evlerimize davet ediyor veya onların evlerine misafir oluyorduk. 

Bir süre sonra velilerimizle dostluklarımız ilerleyince durumu iyi olanların çoğunun tatil için Avrupa ülkelerine gittiklerini ama Türkiye’ye bir türlü gidemediklerini öğrendik. Türkiye’ye gidenler de iyi rehberlik hizmeti veren kişi veya kurum bulamadıklarından gezilerinin pek de güzel geçmediğini düşünüyordu. Dolayısıyla bize beraber gezi düzenlememizi ve kendilerine rehberlik yapmamızı için istemeye başladılar. Bu istekler günden güne artınca, artık ‘gezi nasıl düzenlenir, nerelere gidilir, nerede kalınır?’ gibi soruların cevaplarını aramaya başlamanın zamanı gelmişti.

Elçilik bizim referansımızla vize verileceğini bildirdi

Bu sırada Türkiye’den gelen misafirlerimizi velilerimizle tanıştırıyor, ticari fikir alışverişi veya anlaşmalar yapmalarına vesile oluyorduk. Aynı zamanda okullarımızın maddi destekçileri de olan Türkiye’den gelen işadamları her geldiklerinde tanıştırdığımız velilerimizi Türkiye’ye davet ediyordu. Biz de eğer bir gezi düzenleyeceksek, bu gezinin Türkiye ayağının ayarlanması için bu işadamlarının yardımına ihtiyacımız vardı. Kendileri ile irtibata geçtiğimizde bizi ve Pakistanlı misafirlerimizi evlerinde ağırlamaktan memnuniyet duyacaklarını, hatta araç ve yemek ayarlama konusunda yardımcı olup gezinin planlamasında da destek olacaklarını söylüyorlardı.

Bu destekten de cesaret alarak Türkiye’ye gitmek isteyen velilerimizi ve iş adamlarını ailece güzel ülkemize götürmeye karar verdik. Halkla ilişkiler biriminde çalışan diğer arkadaşlarla birlikte irili ufaklı gruplar kurup önce vize işlemlerini halletmek için elçilikle irtibata geçtik. Elçilik yetkilileri bizim referansımızla geziye katılacaklar için şahsi başvuru yapmaya gerek kalmadan vize verileceğini söylediğinde hepimiz çok sevinmiştik, ki zaten geziye katılmak isteyenlerin çoğunun ya Amerika ya da Avrupa vizeleri vardı. Hatta bazı katılımcıların Amerika veya İngiliz pasaportları olduğu için vizeye dahi gerek duymuyorlardı.

Aşağıda bu gezilerle ilgili Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yazdığımız dilekçelerden birinin örneğini paylaşıyorum:

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TANITMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE

                                                                                                                    ANKARA

Pakistan’da dört farklı şehirde resmen faaliyet göstermekte olan PakTürk İşadamları Derneği olarak Türkiye ile Pakistan arasındaki ticareti geliştirme maksadıyla değişik zaman ve zeminlerde Türkiye’deki iş imkanları ve fırsatlarını Pakistanlı iş dünyasına tanıtmaktayız.

TUSKON Güney Asya-Pasifik Ticaret Köprüsü (Mayıs), MÜSİAD Ticaret Köprüsü (Ekim), Tektstil ve Makinaları Fuarı (Mayıs), Metalurji Fuarı (Ekim), Boru Fuarı (Mart) gibi aktiviteler sadece 2008 yılı içerisinde yaptığımız faaliyetlerden bazılarıdır. Bu faaliyetlerimiz neticesinde ciddi miktarda ticarete katkımız olmuştur. Bu fuarlardan arta kalan zamanlarda Pakistanlı iş adamlarına ülkemizin tarihi ve turistik yerlerini de gezdiriyor ve tanıtıyoruz.

Bu tür tanıtım aktivitelerinde kullanılmak üzere Kapadokya, Karadeniz Bölgesi, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Kayseri, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve varsa Türkiye’deki iş ve finans konularında İngilizce dilinde toplamda 100 broşür, kitapçık ile Türkiye tanıtım CD’si gibi tanıtıcı materyallerin İstanbul’daki irtibat adresimize kargo ile gönderilmeini talep ediyoruz. 

Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

———-

Devam edecek…

***

Yirmi Birinci Bölüm: Pakistanlı iş adamları eğitim hizmetlerine nasıl dahil oldu?

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.