PakTürk Okulları eski yöneticisi ve öğretmenlerinden Taner Koçyiğit, talebimiz üzerine hatıralarını neden yazdığını anlatan bir video çekti. Harun Tokak’ın ‘Önden Giden Atlılar’ kitabından etkilendiğini ifade eden Koçyiğit, Pakistan’da kendi yaşadıklarının da kayda geçirilmesi gerektiğine inandığını belirtti. Yazılara başlarken zorlandığını fakat yazdıkça yazma isteğinin arttığını söyledi. Koçyiğit’in videosunu ve ifadelerini aynen yayınlıyoruz.
“Merhaba, ben Taner Koçyiğit, 2003-2017 yılları arasında Pakistan’da görev yaptım. PakTürk Okulları’nda öğretmenlik ve idarecilik görevlerinde bulundum. Bu süre zarfında birçok kere farklı kurumlara gitme, ziyaret etme ve değişik seviyedeki kişilerle tanışma imkanımız oldu. Bu vesile ile birçok iş adamını, devlet yetkililerini tanıdık ve o insanlara ülkemizi tanıtmak adına Türkiye’ye gezilere götürdük.
Bu geziler sırasında Harun Tokak Ağabey’in yazdığı ‘Önden Giden Atlılar’ kitabına denk gelmiştim. Onu okuduğumda ‘Acaba bizim de yaşadığımız bu olaylar ileride yazılır mı, bir hikaye veya bir kitap olur mu?’ diye aklıma gelmişti. Fakat bu imkanın olup olmayacağını hiçbir zaman bilmiyordum.
Daha sonra PakTurkFile projesi ortaya çıktığında, yaşadığım olayları, 14 yılın aklımda kalanlarını yazmaya başladım. Başlamak aslında zordu, fakat yazdıkça daha çok yazasım geldi, çünkü birçok öğrencinin, birçok ihtiyaç sahibinin elinden tutulmasına vesile olmuştuk. 2005 yılındaki depremde 2010 yılındaki sel felaketinde, öğretmen olmamıza rağmen bir ilk yardım görevlisi gibi ihtiyaç sahiplerinin imdadına koştuk, Türk iş adamlarının gönderdiği yardımlarla. Bu vesile ile birçok kez Pakistan’ın farklı şehirlerine, farklı köylerine gitme imkanı bulduk.
Ben Attok şehrinde, Peşaver’de İslamabad’da Lahor’da Kuetta’da görev yaptım. Bu süre zarfında birçok öğrenci velisi ile irtibat halinde oldum ve kendilerini Türkiye’ye geziye götürmek nasip oldu. Şimdi ise bi hatıraların PakTurkFile’da yayınlanmış olması ve bir kitap projesine dönüşmüş olmasından dolayı çok memnunum. Hatıralarımı yazmaya devam ediyorum.
Pakistan’da 14 yılımı geçirdim. Son ayrılana kadar eşime, “Biz herhalde burada ölürüz, beni mutlaka Pakistan’a gömün. Ben burada gömülmek istiyorum.” derdim. Fakat şartlar elvermedi, bizi zorla Pakistan’dan çıkardılar. Şu anda başka bir hicret diyarında bulunuyoruz.
Elbette ki pişmanlıklar var, özlediğim şeyler var Pakistan’da. En çok da öğrencilerimi veya sel felaketinde, 15 kilometre, 4-5 kilo et alabilmek için yürüyen teyzelerimi tekrar göremediğime üzülüyorum. İnşallah tekrar imkan olursa Pakistan’a dönmeyi ve bu yarım kalan hikayeyi bitirmek için dua ediyorum.”
No Comment.