Hizmet gönüllüsü Pakistanlı Abdurrezzak amcanın Türkiye gezileri

Eğitimci Mustafa Hatipoğlu (3): PakTürk öğrencilerinin ilk âbileri biz olduk
Kasım 10, 2021
Mustafa Hatipoğlu (4): Pakistan’dan Ağlaya ağlaya ayrıldım
Kasım 15, 2021

Hizmet gönüllüsü Pakistanlı Abdurrezzak amcanın Türkiye gezileri

Eğitimci Taner Koçyiğit, Hizmet Hareketi’nin Pakistanlı gönüllülerinden Abdurrezzak amcayı anlatmayı sürdürüyor. Bu bölümde, onun PakTürk Okulları ve öğretmenleri için yaptığı fedakarlıkları ve Türkiye gezilerinden nasıl etkilendiğini yazdı.

Yirmi Dördüncü Bölüm:

Hayatımdaki en zor anların birinde Allah, Abdurezzak amcanın şoförünü bizim yardımımıza göndermişti. Lahor’da henüz bir evimiz olmadığı için kendi evinde bize yer ayarlamış ve ev bulana kadar misafir etmişti. Odamıza kadar gelen doktorun çabaları sayesinde ve Allah’ın izniyle birkaç gün içinde kendime gelmiştim. Bu sırada benim arabada bazı sorunlar olduğu için yaptırana kadar Abdurezzak amca kendi arabalarından birini kullanmam için vermişti. 

Evinde kalırken olduğu gibi, ayrılıp kendi evimizi taşınırken dahi Abdulrezzak amcanın şoförleri ve yardımcıları tüm işlerimizde destek oluyordu. Araba vermişti, eşyalarımızı taşıtmıştı ve üstüne yeni evimizde bazı temel gıda maddeleri olmayabilir diye erzak bile göndermişti. 

Bana ve eşime kendi çocukları gibi muamele gösteren bu cömert aile Hizmet Hareketi’nin dünya çapındaki aktivitelerini yakından takip ediyor ve takdir ediyordu. Bir keresinde Türkiye’den gelen misafirleri onun evine götürmek yerine başka esnafların evlerine götürmüş ve yemek ikram etmiştik. Bunu bir yerden duymuş ve beni telefonla arayarak, “Bir daha Türkiye’den gelen bir grubu her kim olursa olsun, kaç kişi olursa olsun önce benim evime getireceksin!” dedi. Bu konuda evindeki aşçılara ve çalışanlara talimat vermişti. Sonra bana ayrıca şunları söyledi: “Gelmeden iki saat önce söylemeniz yeterli. Eğer vakit yoksa çat kapı da gelebilirsiniz ama Türkiye’den gelen herkes mutlaka benim soframdan yemek yiyecek yoksa seni affetmem!”

Tüm arkadaşların bizim çiftlik evini kullanabilir

Bir keresinde yine beni aradı ve bir adres verdi, “Burada içinde hayvanat bahçesi de olan bir çiftlik evim var. İçinde her türlü imkan mevcut. Çalışanlar sürekli orada kaldığı için istediğiniz zaman oraya gidebilirsiniz.” dedi. Biz birkaç hafta gitmeyince bizzat kendisi bizi alıp götürdü ve “Buraya tüm Türk arkadaşların istedikleri zaman piknik veya benzer aktiviteler için gelebilir.” dedi. Orada çalışanlara da talimat verdi ve tüm ihtiyaçlarımızın kendi ailesinin bir ferdiymiş gibi karşılanmasını söyledi. Bu çiftlik evinde ailelerle birlikte çok piknik düzenlendi. Oraya gitmek isteyen arkadaşlar önceden bana haber verirler, çiftlik evine varınca da “Taner Bey’in arkadaşıyız” deyip istedikleri gibi vakit geçirirlerdi. Abdurrezzak amca, bazen kalabalık gitme ihtimali var diye sadece bizim kullanmamız için ekstra masa ve sandalyeler almıştı. Zaten kendisi ve ailesi yılda bir veya iki kez gidiyordu oraya. Bizler Lahor’a gelen misafirlerimizi ağırlamak için neredeyse her hafta bir şekilde oraya giderdik. 

Abdurrezzak amca PakTürk Okulları’nın maddi ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra vakfın ilk mütevelli heyetinde de yer almıştı. Haftalık mütevelli toplantılarına sağlığı elverdiği ölçüde katılır ve maddi manevi hiçbir fedakarlıktan kaçınmazdı. Bir yaz tatilinde Türkiye’deki birkaç iş adamının daveti üzerine Pakistanlı mütevelli heyeti üyelerini ailecek Türkiye’ye götürmeye, birkaç şehirde Hizmet gönüllülerini ziyaret etmeye karar vermiştik. Bu geziye Abdurrezzak amca da eşi ile katıldı. Ankara, Şanlıurfa, Gaziantep, Konya, Denizli ve İstanbul’da birçok Hizmet kurumunu ziyaret etmiş ve Pakistanlı misafirlerimizi Türk esnaf ve iş adamları ile tanıştırma fırsatı bulmuştuk. Gittiğimiz şehirlerdeki vakıfların mütevelli heyeti toplantılarına bizzat katılıp eğitim hizmetlerinin nasıl organize edildiğini görmek istemişlerdi. 

‘Bu güzellikleri bırakıp Pakistan’a nasıl geldiniz?’

Bu gezi boyunca birçok kez Abdurrezzak amca “Size olan hayranlığım arttı, bu ülkeyi bu güzellikleri bırakıp Pakistan’a nasıl geldiniz! Sizi yetiştiren anne babalara helal olsun onlarla da tanışmak isterim.” demişti. Biz de bir dahaki gezimizde ailemin de olduğu Bursa’ya da gideceğimiz sözünü verip geziye devam ettik. 

Abdurrezzak amca ve ailesi bizimle tanışmadan önce her yaz en azından bir ülkeye tatile giderrmiş. Bu ülkeler genellikle İngiltere, Amerika veya Dubai olurmuş. Bizimle tanışıp Türkiye’ye bir kere gittikten sonra “Artık ben hayatım boyunca Türkiye’den başka hiçbir ülkeye tatile gitmem çocuklarımı da göndermem!” demişti. Çünkü Türkiye’de genellikle helal yemek sorunu yoktu, ücretler makuldü ve en önemlisi bize rehberlik yapan ve bizleri candan ağırlayan esnaflar, iş adamları vardı. Bunun üzerine her yaz Rezzak amca ve tüm ailesini Türkiye’ye gezmeye götürmeye başlamıştık. Yine bir gezimizde önceden söz verdiğimiz gibi ailemizin ikamet ettiği Bursa’ya gitmiştik ve ailelerimizle tanıştığında “Taner ve Zübeyde’nin ikinci ailesi biziz, sizden ayrılıp Pakistan’a geldiklerinde ben ilgileniyorum, hiç merak etmeyin. gözümüz arkada kalmasın.” demişti. 

Özhaseki, Pakistanlı misafirleri bağ evinde ağırladı

Türkiye’ye bazen sadece eşiyle, bazen de tüm ailesiyle giderdi. Yine bir gezimiz sırasında Kayseri’deki tarihi ve turistik yerleri ziyarete gitmiştik. Kapadokya’yı gezdikten sonra dönemin Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin bağ evinde kendisini ziyaret etmiş ve çayını içmiştik. Bu ziyaret sırasında Özhaseki’nin misafirlere bizzat çayları ikram etmesine ve eve girerken ayaklarına terlik tutmasına çok şaşırmıştı. “Türk ananelerine bir kez daha hayran kaldık.” demişlerdi 

Maddi durumları gayet iyi olduğu için hiçbir masraftan çekinmezdi. İsraftan kaçınır ancak rahat edebilmek için de gezilerde gerekli ayarlamaları önceden yapmamızı isterdi. Biz ise ilk gezilerde çok tecrübeli olmadığımız için bazen onları pek rahat edemeyecekleri yerlerde misafir etmiştik. ‘Pahalı olmasın, fazla ödeme yapmasınlar’ diye onları bir nevi maddeten korumaya çalışıyorduk. Ama bu hatalarımızın hiçbirisini yüzümüze vurup bizi üzmemişlerdi. Hatta bazen çok ucuz ve iyi olmayan yerlerde bile gecelediğimiz olmuştu. Yıllar sonra bana bir kez, “Taner, bir keresinde şuraya gittiğimizde ben sabaha kadar rahat edemediğim için uyuyamamıştım ama sen üzülme diye söylememiştim.” diye yine çok nazik şekilde bana hatırlatmıştı.

Devam edecek…

***

Yirmi Üçüncü Bölüm: Hizmet’in Pakistanlı destekçilerinden Abdurrezzak amca

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.