Eğitimci Sadık Pakdil, Pakistan’da Ramazan ayının vazgeçilmez bir parçası ve içeceği haline gelen Rûh Afza’nın hikayesini yazdı. Meşrubatın ne zaman nasıl doğduğunu ve bugünlere gelirken ne tür bir kültür oluşturduğunu anlattı.
Bir içecek düşünün ülkenizin milli değeri, hatıralarınızın en güçlü yanı, çocukluğunuzun özlemi ve hayatınızın vazgeçilmezi olsun ve şekillenen hayatınızın akışının gül kokulu kırmızı ‘kanı’ olsun. Evet Pakistanlıların içeceği Rûh Afza (Rooh Afza) meşrubatından bahsediyorum. Ramazan’da onu hatırlamamak olmazdı. Bu yazıyı okurken, “Ya nasıl bir içecekmiş, yaşadığım ülkede var mıdır acaba?” diye aklınıza bir soru gelirse hemen söyleyeyim; büyük olasılıkla Pakistan, Hindistan veya Bangladeş menşeli bir markete gitmeniz yeterli olacaktır. Bence denemek için acele etseniz pişman olmayacağınız bir lezzet.
Kaynaklara göre, Güney Asya’daki bölünme öncesi 1907’de New Delhi’de şifalı bitkiler üzerine tahsil görmüş ve bu konuda araştırmalar yapan Hekim Abdul Mecid, gül başta olmak üzere şifasal bitkiler, meyveler ve sebzelerden damıtılarak üretilebilen konsantre içecekler formülü geliştirdi. Bu meşrubatın kokusu üretim yaptığı kliniğin dışına çıkınca, insanlar merak edip gelmişlerdi. Mecid, bunu ilk alternatif şifa için gelen hastalara vücutlarının su ihtiyacını karşılamak ve sıcak sebebiyle ortaya çıkan yorgunluk ve rahatsızlıkları gidermek niyetiyle yapmıştı. Bu içeceğin kokusuna gelen ve onu içen ve insanlar ilk gün Mecid’in elindeki tüm üretimi tüketmişti. İçerisinde alkol olmamasına rağmen ilk içenlerin, ‘baş döndüren güzellikte bir içecek’ diye tarif etmesi ve kısa sürede talep patlaması yaşanması sonucu Hekim Mecid bu meşrubata Rûh Afza (ruh serinletici) ismini verdi.
Meşrub-u meşrik, yani doğunun yaz içeceği
Mecid, 1922’de vefat edince eşi uzun yıllar emek vererek Rûh Afza üretim işini devam ettirdi. Çocukları büyüyünce de üretimi onlara devretti fakat işletmenin tüm haklarını bir vakfa bırakarak. Elde edilen gelir, bu vakfa verilecek ve halkın eğitim, sağlık gibi ihtiyaçları için harcanacaktı. Bölünme sonrası Mecid’in bir oğlu Pakistan Karaçi şehrinde, diğer oğlu Hindistan Delhi şehrinde kaldı, ancak ikisi de bu içeceği 1948 sonrası küçük ölçekli bir işletmeden fabrika seviyesine gelecek bir şirket haline dönüştürmeyi başardı.
Rûh Afza, Hamdard Vakfı Pakistan’da kurulur kurulmaz üretime başlar ve insanların hızla yükselen favori içeceği haline gelir. Bunda Hekim Mecid’in küçük oğlu Mohammed Said’in de büyük etkisi vardır. Tıp eğitimi alan Said’in aynı zamanda çok iyi bir reklam vizyonu vardı. Bu tür bir meşrubatın ülke kültürünün ve alışkanlıklarının bir parçası olması gerektiğini çok iyi biliyordu. Bu yönde yaptığı ilk reklam çalışmasını da kendisi hazırladı ve reklam afişinin üzerine ‘meşrub-u meşrik’ (doğunun yaz içeceği) yazdı.
Düğünlerin baş içeceği, muhabbetin mayası
Artık yazın sıcağında insanlar için vazgeçilmez olan Rûh Afza, hızla ülke geneline yayılmaya başladı. Said bu durum karşısında reklam çalışmalarını genişletti ve yayın evleri ile görüşüp çocuk kitaplarındaki su ve süt gibi içecekler yerine Rûh Afza konmasını sağladı. Said bu yolla şirketinin geleceğine yatırım yapıyor ve hayalinde tasarladığı marka değerinin temellerini sağlam bir şekilde atıyordu.
Rûh Afza, kısa sürede düğünlerin baş içeceği, arkadaşlar arasındaki muhabbetin mayası, evde işini yaparken yorulan ev hanımının serinleme ve dinlenme molası, hatta 1965 Pakistan Hindistan savaşında uçuştan dönen jet pilotlarının sütle karıştırılmış şekilde aradığı lezzet oldu. Rûh Afza resmen toplumu ‘dönüştürmüş’ ve kültürünün ayrılmaz bir parçası haline gelmişti. Öyle bir bütünleşme ki, 80’li yıllarda artık espri ve şaka konusu olmaya başladı: “Araban su mu kaynattı, çek kenara, motorun üzerine Rûh Afza dök, göreceksin o bile serinleyecek!”
Rûh Afza, sıcak Hint alt kıtası insanının en çok ihtiyacı olan serinleme eylemi ilham alınarak geliştirilmiş ve o gündür bu gündür yazların vazgeçilmez içeceği oldu. Bu coğrafyada yaşayan Müslümanlar, Ramazan ayında susuzluğu gidermek için yine Rûh Afza’ya yöneldi ve onu resmen mübarek ayın olmazsa olmaz parçası haline getirdi. Çocuklar büyüyene kadar bu meşrubata gösterilen önem ve öncelikten dolayı hurma ile birlikte alınmasının sünnet olduğunu bile düşünür ama sonra anlarlar bunun doğru olmadığını.
Rûh Afza Instagram edilebilir!
Ramazanlarda benim de şahit olduğum en önemli iki şey bu içecek ve buzdur. Buzu sokakta satarlar, ama kolay bulunabilen şey değildir. Ramazan’da arz-talep dengesi tutturulamaz. Bir keresinde o kadar market dolaşmama rağmen buz bulamamıştım. Buz ve Rûh Afza birlikte karıştırılıp yoğunluğu azaltmak için üzerine biraz da su eklenerek hazırlanır ki, herkesin gözü iftara geldiğinde ilk onu arar. Varsa ‘oh iyiyiz’ denir, yoksa bir stres sebebi olur ve bunu insanların yüzünden okuyabilirsiniz.
Zaman ve nesiller değişse de Pakistan’da değişmeden kalabilen, Cola gibi yaygın içeceklerin etkisine rağmen ayakta kalmayı başaran Rûh Afza, şu an Hamdard Vakfı tarafından dünyanın dört bir tarafına ihraç ediliyor. Son zamanlarda hakkında duyduğum en güzel şey de ‘Rûh Afza Instagram edilebilir’ sloganı. Bu sloganla müşterilere ailenizle birlikte sevginizin artmasına vesile olacak Rûh Afza içerken çektiğiniz fotoğrafları İnstagram’da paylaşın çağrısı yapılıyor. Şimdi birçok insan bu çağrıya kulak vererek çektiği fotoğrafları ‘Rûh Afza is Instagrammable’ ifadesiyle birlikte Instagram hesabında paylaşıyor.
Sizler de bu kampanyaya destek verebilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun.
No Comment.