Niloufer Hastanesi

1949’da, prensesin hizmetçilerinden Rafatunnisa Begum adlı biri, tıbbi tesislerin yeterli olmaması nedeniyle doğum sırasında öldü. Çok sevdiği hizmetçisinin ölüm haberini duyan prenses bu duruma çok üzüldü. Daha sonra hiçbir annenin bundan sonra doğum sırasında ölümle karşılaşmamasını sağlamaya karar verdi. Nilüfer, tıbbi tesislerin bu eksikliğinden kaynaklanan sorunları kayınpederine iletti. Sonuç olarak, şehrin Red Hills bölgesinde 1953 yılında kadın ve çocuklar için özel bir hastane inşa edildi. Gerçekten de, hastaneye onun onuruna Niloufer Hastanesi adı verildi ve Haydarabad’da yaşadığı sürece idarecisi seçildi. Prenses, boşandığı sırada kendisine verilen düğün mehrini hastanenin vakfına bağışlamış ve eski kayınpederi Nizam’ın da yardımıyla projesini hayata geçirmişti. Bugün bile hastane meşhur bir hastane olup ve Red Hills semtinin önemli simgelerindendir. Üvey torunu Himayat Ali Mirza, günümüzde hastaneye gelen hasta ve ailelere gıda ve maddi yardımda bulunmaya devam etmektedir. Başlangıçta mütevazı 100 yataklı bir hastaneyken şimdi modern (ve ücretsiz) doğum ve çocuk bakımı sağlayan 500 yataklı bir devlet hastanesine dönüşmüştür. 2016 yılında doğumunun 100. yılında Nilüfer Sultan’ın hayırseverliği bir programla anılmıştır.

Ne yazık ki, aradan birkaç yıl geçti ve Nilüfer, kuzeninin iki oğlu olmasına rağmen hamile kalamadı. Avrupa’daki çeşitli doktorlara danıştı ve tıbbi bir ziyaret için Amerika’ya gitmeyi bile planladı. 1948’de, Nilüfer ile evliliğinden on yedi yıl sonra, kocası Muazzam Cah ikinci bir eş olarak Razia Begum ile evlendi ve kısa süre sonra ilk çocukları olan bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Nilüfer annesiyle birlikte Fransa’ya göçtü. Bazı kaynaklar onu ​​büyüdüğü Riviera’ya, diğerleri ise onu Paris’te annesiyle aynı daireye yerleştiğini belirtiyor. Aynı yıl, Haydarabad’ın toprakları, bağımsızlığını yeni kazanan Hindistan Cumhuriyeti’nin bir polis eylemi olan Polo Operasyonu ile ilhak edildi. Nizam’ın nominal yönetici olarak kalmasına izin verildi, ancak aslında tüm siyasi gücünü kaybetmişti. Bu, prensesin Haydarabad’a dönmeme kararında da bir sebep olabilir. Ayrıldıktan dört yıl sonra 1952’de boşandılar. Otuz altı yaşında olmasına rağmen hâlâ basının ilgisini çekmeye devam etmiş ve defalarca ona film rolleri teklif edilmiş ve hepsini reddetmiştir.

1954’te Nilüfer, Dürrüşehvar’dan babasının cenazesi için yardım isteyen bir telefon aldı. Babasının cenazesinin İstanbul’a defnedilmesi için çok çaba sarf etmiş, ancak Türk hükümetinden izin alamamıştı. Ya Türkiye’ye ya da Haydarabad’a gömülmesini istemişti. Nilüfer, arkadaşlarından birini, Nizam Hükümeti’nde eski bir yetkili olan ve o sırada Pakistan General Valisi olan Malik Ghulam Muhammed’i aradı. Talebi iletmek için zamanın Suudi Arabistan Kralı Suud bin Abdülaziz Al Suud’u aradı. Kral bu talebi kabul etti ve sonunda Suudi Arabistan’da El-Baki kabristanında gömülebildi.

21 Şubat 1963’te Nilüfer, Paris’te Amerikalı Edward Julius Pope Jr. ile evlendi. Edward, Julius Pope (1897–1955) ve Mary Allaway Pope’un (1897–1980) oğluydu ve kendisinden üç yaş küçüktü. Kendisi bir diplomat, iş adamı, senarist ve film yapımcısıydı. Prensesle ilgili tüm evrakları ve fotoğrafları biriktirmiş ve bunları kullanarak onun hakkında bir film yapmayı bile planlamıştı.

Nilüfer’in sarileri cesur tasarımlar, danteller ve payetler ile süsleyerek ilk Hint-Batı karışımı stilini ortaya çıkardığı söylenebilir. Ayrıca Hintli dokumacılardan geleneksel tasarımlara geniş, Banarasi brokar bordürleri eklettiği özel tasarımlar yaptırdı. Nilüfer’in kendine özgü sari stili Hindistan’ı baştan başa fethederken, sonraki yıllarda onun enfes elbiseleri ve diğer zarif Batı kıyafetleri içindeki fotoğrafları defalarca Vogue ve diğer yabancı dergilerin sayfalarını süsledi.

Nilüfer Hanım Sultan 12 Haziran 1989’da Paris’te öldü ve Bobigny Müslüman Mezarlığı’nda annesi Adile Hanım Sultan ve kuzeni Selma’nın yanına defnedildi. Edward daha sonra Paris’ten ayrıldı ve Washington’a döndü. Orada, 1990 yılında çocukluktan sınıf arkadaşı Evelyn Maddox Pope ile evlendi. Edward, bu evlilikten beş yıl sonra, 1995 yılında vefat etti. Nilüfer’in ölümü üzerine, ünlü sari koleksiyonu da dahil olmak üzere şahsi mirası, Edward Pope’un ikinci karısı Evelyn tarafından New York’taki Moda Teknoloji Enstitüsü’ne bağışlandı ve burada öğrencilere ve tasarımcılara ilham vermeye devam ediyor. Müze aracılığıyla Prenses Nilüfer’in mirasını onurlandırmaya devam etti.

Günümüzde, Nilüfer Hanım Sultan, evlat edindiği anavatanında, özellikle de müslüman nüfusun yoğun olduğu Haydarabad’da hala sevgiyle anılmaya devam etmektedir.

Kaynaklar 

http://nilouferhospital.in/

http://www.nilufer.ch/

https://medium.com/@khan.elisabeth/ottoman-princesses-in-india-2-b52b6de97a9chttps://en.wikipedia.org/wiki/Princess_Niloufer