Hint Altkıtasında Bir Osmanlı: Nilüfer Sultan 1

Pakistan’da Federal ve Eyalet Hükûmetlerine Tercümanlık ve Diğer Desteklerimiz-1
Mayıs 18, 2024
Hint Altkıtasında Bir Osmanlı: Nilüfer Sultan 2
Haziran 1, 2024

Hint Altkıtasında Bir Osmanlı: Nilüfer Sultan 1

1947 yılında Pakistan bağımsızlığını kazanmıştır. Bu tarihten önce Hindistan coğrafyasında kimi bölgelerde prenslik veya şehir devletleri vardı. Bu devletçiklerden birisi de günümüz Dekken’de (Güney Hindistan) bulunan müslüman idaresindeki Haydarabad prensliğidir. Prenses Nilüfer Ferhat Begüm Sahibe (نیلوفر فرحت بیگم صاحبہ) Ocak 1916 – 12 Haziran 1989), Haydarabad’da Kuhinûr (Nurdağı) olarak anılan bir Osmanlı prensesiydi. Günümüz Hindistan’ındaki Haydarabad’ın son Nizamı Mir Osman Ali Han’ın ikinci oğlu Muazzam Cah’ın ilk eşiydi. Prenses Nilüfer, 4 Ocak 1916’da, annesinin ailesinin Osmanlı Devletini yönettiği dönemde İstanbul’daki Göztepe Sarayı’nda doğmuştur. Babası, Moralızade Mehmed Ali Bey ve Aliye Hanım’ın oğlu Damad Moralızade Selahaddin Ali Bey’dir. Annesi Adile Sultan, Şehzade Mehmed Selahaddin ile Tevhide Zatıgül Hanım’ın kızı ve Sultan V. Murad’ın torunudur. Aralık 1918’de dört yaşındayken babasını kaybetmiştir. Mart 1924’te ailesinin sürgününde, o ve annesi, Akdeniz’in Nice kentine ikamet ederek Fransa’ya yerleşmiştir.

1931 yılında Halife II. Abdülmecid, tek kızı Dürrüşehvar Sultan’ı Haydarabad Nizamı Mir Osman Ali Han’ın büyük oğlu ve varisi Azam Cah ile, Naciye Sultan ve Enver Paşa’nın kızı Mahpeyker Hanım Sultan’ı ise ikinci oğlu Muazzam Cah ile evlendirmeyi düşünüyordu. Bazı kaynaklara göre Nizam, büyük oğlu için kuzeni Dürrüşehvar’ın rızasını elde etmek için çok uğraşmıştı. Ailesinin talep ettiği yüksek mehirden memnun olmayan Nizam, sonunda ikinci bir Osmanlı gelininin anlaşmaya dahil edilmesiyle mehri ödemeyi kabul etti. Ancak Şehzade Osman Fuad ve eşi Mısırlı prenses Kerime Hanım, zengin biriyle evlenmeye hazırladıkları Nizam’ın küçük oğlunun Nilüfer ile evlenmesini istediler. Onu giydirdiler, süslediler ve Muazzam Cah ile tanıştırdılar. O zamanlar büyüleyici bir güzelliği olan Nilüfer, Mahpeyker’le kıyaslanamayacak kadar çekiciydi. Muazzam Cah onu görünce Mahpeyker’i tamamen unuttu ve Nilüfer ile evlenmek için babasına ısrar etti.

Düğünden bir gün önce, prensler ekspres trenle Londra’dan Nice’e geldiler ve Hotel Negresco’da kaldılar. 12 Kasım 1931’de, on beş yaşında olan Nilüfer, Nice’deki Villa Carabacel’de Muazzam Cah ile evlendi. Nizam’ın büyük oğlu Nilüfer’in kuzeni Dürrüşehvar ile evliydi. Nikah, Halife Abdülmecid’in üvey kardeşi Emine Sultan’ın kocası Damad Mehmed Şerif Paşa tarafından kıyılmıştır. Yerel gazeteler, Hint şehzadelerinin düğüne geldiklerinde Binbir Gece Masalları ve Müslüman Düğünü gibi manşetler ve çekilmiş fotoğraflarla doldu. Düğünden sonra çift kaldıkları otele geri döndüler. Dini törenden sonra, yeni evliler medeni evliliklerini tamamlamak ve evlilik öncesi antlaşmaları onaylamak için İngiliz konsolosluğuna gittiler, buna göre boşanma veya kocanın ölümü durumunda Nilüfer yetmiş beş bin dolar tazminat alacaktı. Nilüfer’in annesi Prenses Adile Sultan’a da kızının yeni evine kadar eşlik edebilmesi ve yerleşmesine yardımcı olabilmesi için masrafları Nizam tarafından ödenmiştir.

Nice’deki şenliklerin ardından prensesler ve eşleri 12 Aralık 1931’de Venedik’ten yola çıkarak kayınpederinin Hindistan’ın Haydarabad kentindeki sarayına gittiler. Mahatma Gandhi, 1931’de Londra’daki İkinci Yuvarlak Masa Konferansı’na katıldıktan sonra gemiye binmiş ve Hindistan’a geri dönüyordu. Yolda giderken onlara sare giymeyi ve Nizam’ın huzurunda beklenen görgü kurallarını öğrettiler. Bombay’a indikten sonra Nizam’ın özel trenine bindiler. Nilüfer’in annesi de ona eşlik etti. Ayrıca, beklenen hamileliğe yardımcı olması için bir Fransız bayan ebe getirdi. Prensesler Haydarabad’a vardıklarında çok sıcak karşılandılar. 4 Ocak 1932’de Chowmahalla Sarayı’nda şereflerine bir ziyafet düzenlendi. Ardından kendi evlerine yerleştiler. Nilüfer ve Muazzam Cah, Naubhat Pahad’daki Hill Fort binasına yerleşti. Muazzam Cah, Nilüfer’i hazırladı ve fotoğrafını çektirdi.

Herkese göre en azından başlangıçta mutlu bir birliktelikti. Hem kocası hem de kayınpederi tarafından sevilen prenses, onu gören herkesin gözlerini kamaştırıyordu. Nilüfer’in özel hayatı çocuk olmadığı için boş geçtiği düşünülürken sosyal hayatını çok parlak yaşayarak telafi etmiştir. Sayısız kez fotoğraflandı, haberleri yayınlandı ve yazıldı. O zamanlar seçkin kadınlar kulübü Lady Hydari Club’ın bir üyesiydi. Ailesindeki diğer hanımlar (hem Türkiye’deki ailesi hem de Hindistan’daki), itibarlarının ve onurlarının kendilerini halka fazla göstermemekte olduğunu düşünürlerken Nilüfer, şehirde oldukça rahat hareket etmeyi tercih etti. Halka açık toplantılara, ziyafetlere ve eğlencelere katılmak için sarayın kaidelerini sık sık terk ederdi. Birçok etkinliğe katılmış ve ayrıca çeşitli etkinliklerin de açılışını yapmıştır. Daha önce Haydarabad kraliyet ailesinden başka hiçbir hanımefendi, başörtüsünü açmamış veya eğlencelere ve hatta resmi halka açık etkinliklere bile katılmamıştı. Nilüfer, kadınların ilerlemesi için bölgede bir meşale olarak görülmeye başlandı. Güzelliği ve aktif kamusal yaşamı gazetelerde ve dergilerin kapak sayfalarında yer aldı. Döneminde dünyanın en güzel 10 kadınından biri olarak değerlendiriliyordu.

Nilüfer ve Dürrüşehvar, Nizam’ın hanesine birçok modernlik getirdi. İyi eğitimli, sofistike ve batılıydılar. Babasını dört yaşında kaybettiğinden, müstakbel kayınpederine düğünden önce, onda sevgi dolu bir baba şefkati bulma umudunu dile getiren bir mektup yazmıştı ve kayınbabası da başvurusuna olumlu cevap vermişti. Daha tanışmadan aralarında bir bağ oluşmuştu. Nizam, halka açık etkinliklerde onlara eşlik ederdi. Nizam’a ‘Baba’ diye hitap eden tek kişi Nilüfer’di. Kendi kızları bile ona sadece ‘Sarkar’  yani devlet reisi diye hitap ediyordu. Meşhur bir protokol titizi olan Nizam, ona özel olarak “Baba” demesine müsaade etmişti. Nilüfer, uzun süre Margaret E. Cousins ​​tarafından kurulan ulusal bir organizasyon olan Hint Kadınlar Konferansı’nın (IWC) Haydarabad Bölümünün Başkanlığını yaptı. Sarojini Naidu’nun kızı Padmaja Naidu, Haydarabad’da Nilüfer’in çok samimi bir arkadaşıydı. İkinci Dünya Savaşı sırasında hemşirelik eğitimi aldı ve yardım çalışmalarına katıldı. Hayırsever bir insandı, kadınların ilerlemesinin savunucusu ve modern Hintli kızlar için bir rol modeldi. Prenses Nilüfer’in Hindistan coğrafyasındaki etkisi bu noktalardan modanın çok ötesine geçmiştir.

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.