Eğitimci Engin Yiğit, PakTürk öğrencilerini Avrupa’da düzenlenen bilim olimpiyatına götürürken yaptıkları maceralı yolculuğu, elde edilen başarıyı, İstanbul gezisini ve Pakistan’daki yansımalarını yazdı.
2013 yılında İslamabad Erkek Lisesi’nden iki öğrencimiz Romanya’da yapılan Infomatrix 2013 Bilim Olimpiyatları’nda ikincilik almıştı. Böylece hem PakTürk hem de Pakistan Avrupa’da ilk eğitim başarısı elde ederek tarihe geçmiş oldu.
Olimpiyata hazırlanan öğrencilerimiz Shahbaz Khattak ve Abdul Muizz Lodhi, SIM kartı ile çalışan Otomatik Enerji Okuyucusu yaparak ülkenin en büyük problemlerinden biri olan elektrik kesintilerini azaltmak adına insanların mevcut enerji ihtiyaçlarını takip edebilen akıllı bir sistem geliştirdi. Bu proje ile Romanya’da organize edilen Infometrix 2013 Olimpiyatları’na başvurdular ve projeleri kabul edildi. Hazırlıklar yapıldıktan sonra vize başvurusu için Romanya Büyükelçiliği’ne müracaat edildi.
Ama Romanya vizesi almak o kadar da kolay olmayacaktı. Romanya Büyükelçiliği evrak üstüne evrak istedi ve günler süren sık aramalarımız süresince bir görevli “Öğretmen, seni ben bugün arayacağım!” diyerek bizi bekletti. Yaşanan gecikmeler Romanya seyahati adına bizleri derinden etkilerken Romanya’daki olimpiyatların başlamasına bir gün kaldı. Saat 4 oldu kimse aramadı, 5 oldu hâlâ arayan yok. Artık ümidimizi kesmiştik ki, saat 6’da telefon geldi ve görevli “Öğretmen, gelip pasaportlarınızı alabilirsiniz” dedi. Bu ani gelişme herkesi heyecanlandırdı. Sonunda, Romanya’daki programın başlamasına saatler kala hızlıca biletlerimizi alıp aynı gece yola koyulduk. Kararlıydık ve güçlükle elde ettiğimiz fırsatı değerlendirmek için sabırsızlanıyorduk.
İstanbul Havaalanı’nda telaş ve gülüşmeler
Pakistan’dan İstanbul aktarmalı olarak Bükreş’e uçmak için yola çıkmıştık. Kırılmasın diye yanımıza aldığımız proje düzeneğini İstanbul Atatürk Havaalanı’nda X-Ray cihazından geçirirken güvenlik görevlileri farklı bir şey zannedip çantayı açmamızı istedi. Açtık ve ne olduğunu, olimpiyatlara katılmak için Bükreş’e götürdüğümüzü izah ettik. Böylece çocuklar ilk proje sunumlarını oradaki yetkililere yapmış oldu. Durumu anlayan yetkili kişinin telaşı gülümsemeye dönmüştü. Artık olimpiyat organizasyonuna bir adım daha yakındık ve her şey güzel gidiyordu.
Romanya Eğitim Bakanı’nın takdirini kazanan proje
Yaşanan tüm zorluklara rağmen Infomatrix 2013 Programı’na zamanında ulaşmış ve bizim için ayrılan standı hazırladık. Ziyarete gelenlere projemizi öğrenciler Shahbaz Khattak ve Abdul Muizz Lodhi başarı ile sunuyordu. Organizasyonu ziyarete gelen Romanya Milli Eğitim Bakanı bizim standa da uğradı ve öğrencilerimizin sunumunu ilgi ile izledi. Öğrencilerin yerel bir probleme çözüm üretmek için geliştirdikleri projeyi beğenen bakan takdirlerini ifade etti.
Gümüş madalya ile taçlanan proje
Öğrencilerimiz Shahbaz ve Muizz projelerini jüriye başarılı bir şekilde sundu ve sorulara verdikleri cevaplarla önerdikleri çözümün ulusal ve bölgesel önemini anlattılar. Jürinin de ilgisini çeken proje sunumunun ardından sonuçları beklemeye başladık. Sonuçlar açıklanıp ikinci olduğumuzu öğrendiğimizde öğrencilerimiz çok mutlu oldu. Okulumuzun başarılar silsilesine bir yenisi eklenmiş, Avrupa’dan alınan ilk başarı olarak Pakistan ve PakTürk Eğitim Kurumları’nın tarihine geçmişti.
Ulusal ve bölgesel basının da ilgisini çeken bu başarı 20 medya kuruluşu tarafından haberleştirildi. Bunda özellikle Pakistan’ın en önemli İngilizce gazetelerinden Dawn’ın haberi girmesi etkili olmuş ve ilgi uyandıran başarı okulların prestijini ve ülkedeki popülerliğini daha da artırmıştı.
İstanbul gezisi ve Türk pizzası!
Çocuklarla olimpiyattan sonra İstanbul’a da uğradık ve bir şehir turu planı yaptık. Üç günlük İstanbul gezimizde ricamız üzerine kıymetli dostum Oğuz bey bize mihmandarlık yapacaktı. Bizleri havaalanından alan Oğuz bey üç gün boyunca bizi İstanbul’un en güzel yerlerine götürdü ve harika insanlarla tanışmamıza vesile oldu.
Çocuklar İstanbul’u çok sevmiş, özellikle lahmacuna bayılmışlardı. Her akşam “Yemek için farklı bir şeyler denesek mi!” desem de onlar “Yok hocam, biz ‘Türk pizzası’ yemek istiyoruz!” diyordu. Bu arada Türkiye’ye ilk kez gelen ve bir Türkün mihmandarlığında gezen öğrencilerimizin ‘Oğuz abi’ diye tanıdığı kişiyi de merakla ve hayranlıkla gözlemledikleri muhakkaktı. Oğuz bey bulunduğu çevrenin gençlerine eğitim imkânları oluşturmak, onların elinden tutmak için çok çalışan birisiydi. Bizlerle birlikteyken bir yandan aracını kullanıyor diğer yandan işlerini telefondan takip ediyor ve bizleri önemli insanlara bir araya getiriyordu. Çocukların çok alışık olmadığı bir profildi Oğuz bey. Bu kadar genç birinin aktif şekilde kendini insanlığın hizmetine adamış olması gözlerinden kaçmamıştı.
Dünyanın üç önemli insanı kimdir?
Oğuz abi, bizleri İstanbul’un önemli iş adamlarından birinin evine akşam yemeğine götürdü. İş adamı beyefendi çocuklarla yakından ilgilendi ve güzel bir sohbet ortamı oluştu. Sohbet sırasında çocukların olimpiyata katılmış olmaları ve kardeş ülke Pakistan’dan gelmiş olmalarından olsa gerek, ev sahibi beyefendi çocuklara “Dünyadaki en önemli üç insan kimdir?” diye sordu. Öğrencim Muizz bu soruya düşünmeden hızlıca “İmran Han, Bill Gates ve Oğuz Abi!” diye cevap verdi. Herkeste tebessüme sebep olan bu cevap, tatlı bir hatıra olarak hala zihnimizde… Keşke bu öğrencilerim, hayatı ve idealleri sebebiyle hayran oldukları Oğuz abileri gibi nicelerinin şimdilerde dünyanın dört bir tarafına dağılmış olduklarını ve daha çok insanın onlarla tanışıyor olduğunu bilselerdi!
Ülkeye dönüş ve projenin oluşturduğu yankı
İstanbul gezisi bitmiş ve Pakistan’a dönüş uçağına Bükreş ve İstanbul’da biriktirdiğimiz onca güzel anı ile binmiştik. Çocuklar ailelerini özlemiş ve kazandıkları madalyaların sevinci ile yaşadıkları hikayeleri en kısa zamanda çevreleri ile paylaşmak istiyorlardı. Bekledikleri gibi aileleri onları havaalanında çiçeklerle karşıladı ve tebrik ettiler. Ertesi gün onları hazırladıkları proje ve kazanılan başarının ulusal medyaya çıkması ve Alt Kıta’daki bir çok gazetede duyurulması, yeni sürprizler olarak takip etti.
Artık genç mucit olma yoluna giren öğrenciler hem okullarına hem topluma daha fazla katkı sağlamak için daha çok çalışmaları gerektiğini görmüşlerdi. Hiç şüphe yok ki, bunu fazlası ile yerine getirdiler.
No Comment.