Türkiye ile bağlantımız ve dev çanak antenler

Pakistan trafiğinde yaşadığımız ilginç olaylar (1)
Nisan 8, 2021
‘Rüya Bahçeleri’nde bir okul açılışı
Nisan 10, 2021

Türkiye ile bağlantımız ve dev çanak antenler

Araştırmacı Doğan Yücel, akıllı telefonların henüz yaygınlaşmadığı dönemlerde Pakistan’da yaşadıkları iletişim sıkıntısını ve dev çanak antenler üzerinden Türkiye ile nasıl bağ kurduklarını yazdı.

Pakistan’a gittiğimiz dönemde internet daha yeni yaygınlaşıyordu. Akıllı telefonlar daha icat edilmemişti. Türkiye’yi aramak biraz pahalıya mal oluyordu. 2 dolarlık telefon kartıyla 10-15 dakika konuşabiliyorduk. İnternet aboneliği okullarda yeni başlamıştı. İnternetten film seyretmek gibi şeyler zaten mümkün değildi. Bir filmi indirip seyretmek için akşamdan sabaha kadar zaman ayırmanız gerekirdi. Hem dil bilmeyen eşlerimizin hem dilimizi unutmasını istemediğimiz çocuklarımızın hem de birinci vatanımızda olan bitenden haberdar olmak isteyen bizlerin tek kaynağı televizyondu. Lahor’da 2005 yılında kablolu televizyon firmalarından birine rica ederek Samanyolu Avrupa kanalını eklemelerini rica ettik. Onlar da kabul etti. Akşamları az da olsa Samanyolu Avrupa’yı seyretmek güzel bir tat veriyordu. Sonraları kablolu yayınlar arasından Samanyolu Avrupa çıkarıldı.

2 metre çapında çanak anten

Kuetta’da kalmış bir arkadaş orada Türkiye’deki televizyon kanallarını çanak anten vasıtasıyla seyrettikleri için Lahor’da da izlenebileceğini düşünmüş. Bu sebeple 9 feet (yaklaşık 2 metre) çapında teneke çanak anten almış ve Türksat uydusuna ayarlatmış. Olumlu sonuç alınca biz de aynı şeyi düşündük. Çanak antenin fiyatı yaklaşık 150 dolardı. Çatıya monte ediliyordu. 20-30 metre kablo gerekiyordu. Çapı 2 metre olan çanak antenler kapılardan sığmadığı için çatıya iple çekilerek çıkarılıyordu. Anten çok büyük olduğundan rüzgârda devrilmemesi için ayakları büyük vidalarla çatıya sabitleniyordu. Ardından da antenin ayaklarına beton dökülüyordu. Bütün bu işlemlere rağmen teneke antenlerin yön ayarları hemen her sert rüzgârda bozuluyordu. Birkaç saatlik uğraştan sonra tekrar çanak anteni monte eden ustayı aramak durumunda kalıyorduk. Onlar da bir kaç gün sonra geliyor her seferinde 5 dolar alıp gidiyorlardı.

Karganın yaptığına bak!

Müdür muavini arkadaş Hall Road’dan (elektronikçiler çarşısı) fiber çanak anten bulduğunu daha kaliteli çektiğini ve daha az bozulduğunu söyledi. Hemen ardından birer birer antenleri değiştirdik. Sonra yurda da çanak anten taktırdık. Zamanla hem Türkiye’den gelen gidenler için hem diğer şehirlerden gelip yurtta veya misafirhanelerde kalan misafirler için hem de özellikle Avrupa ve milli maçları seyretmek için “Digiturk aboneliği başlatalım” dendi. Türkiye’de yakınlarının adresini verip bir yıllık abonelik ücretini peşin ödeyerek Digiturk decoderi getirten arkadaşlar olmuştu. Kuetta, coğrafi konum olarak bu konuda en güzel yerdi. Hem Türksat’ın kapsama alanına giriyordu hem de rakım olarak yüksekti. Dolayısıyla çanak anten meselesinde en talihli arkadaşlar Kuetta’dakilerdi. Karaçi’de kaldığımız evin çatısında bulunan çanak antenin LNB’sinin önündeki borunun içine iki üç günde bir kargalar yiyecek saklıyordu. Televizyon iyi göstermemeye başladığında gidip kargaların koyduğu yiyeceği çıkarıyorduk.

Bütün bu yaşadığımız zorluğun bir bakıma çilenin sebebi vatana olan hasretti.      

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.