Eğitimci Sadık Pakdil, uzun yıllar görev yaptığı Pakistan’daki Ramazan hazırlıklarını, ibadet tarzları ve iftar-sahur geleneklerini yazdı.
Pakistanlılar için Ramazan, hem dini vecibelerin daha içtenlikle ifa edildiği bir ay hem de ülkeye has yardımseverlik ve misafirperverlik kültürünün çok güzel örneklerinin görüldüğü bir zaman dilimidir. Ramazan ayının başlamasıyla insanların davranışları daha incelir, camiler dolar, diğer aylarda ibadete yeterince zaman ayıramayanlar bu ayın feyiz ve bereketinden faydalanma cehdine girer.
Pakistan halkı, Ramazan ayının başlangıcını müjdeleyen hilali görmek adına akşam ezanının ardından gökyüzünü seyretmeye koyulur. Bununla birlikte, Karaçi’de bulunan Ruyet-i Hilal Heyeti’nin yatsı ezanı sonrasında daha çok canlı olarak yayınlanan ve Ramazan hilalinin görülüp görülmediğini beyan ettiği basın toplantısı da ayrı bir heyecandır. Uzun yıllar ülkede yaşanan ve farklı fırkaların farklı günlerde oruca başlaması ve bayramı değişik günlerde kutlamasının önüne geçmek adına özellikle son iki yıldır çalışmalar yapılıyor. Pakistan Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, astronomik hesaplamalar ve meteoroloji balonları aracılığıyla Ramazan ayının başlayıp başlamadığının belirleneceğini ve Rüyet-i Hilal Heyeti’nin açıklamalarının da dikkate alınacağını belirtiyor.
‘Hatimle teravih’ ve ‘itikaf’ devam ediyor
Ülkede Batı takvimi takip edilmekle birlikte, Pakistan Anayasası uyarınca farklı fırkalardan âlimlerin bünyesinde bulunduğu bir devlet kurumu olan Rüyet-i Hilal Heyeti, özellikle Muharrem, Rebi-ul Evvel, Ramazan, Şevval, Zilhicce gibi mübarek ayların başlangıcını mutat olarak ilan ediyor.
Son iki yıldır Covid-19 dolayısıyla uygulanan tedbirlerin bile hızını kesemediği ’11 Ayın Sultanı Ramazan’da Pakistan’daki camiler sıkı tedbirler çerçevesinde teravih süresince açık olacak. Pakistan Ramazanlarının vazgeçilmez özelliklerinden birisi olan ‘hatimle teravih namazları’ ve son 10 gün içinde girilen ‘itikaf’tan her ne durum olursa olsun taviz verilmiyor. Bununla birlikte giderek artan Covid-19 vakaları bu konularda ani değişiklik yapılabileceğine de işaret ediyor.
Pakistan halkının genel itibarla birbirlerine “Ramazan Mübarek” diyerek tebriklerini ilettikleri ve Arapça’ya aşina olanların da “Ramazan Kerîm” ifadesini ekledikleri bu ayda sahurlar ve iftarlar hem geleneksel damak tatları ile hem de yardımseverliğin zirve yaptığı uygulamalarla devam ediyor.
Restoranlar gün boyu kapalı
Devlet daireleri ve bankalar sabah 8:00 veya 8:30’da açılır ve öğleden sonra 2:30 veya 3:00 gibi kapanır. Marketler ve köşe başlarındaki dükkanlar da geç açılır, akşam namazı sonrasında namaz ve iftar molası verilir. İftar açıldıktan hemen sonra akşam namazı kılınır. Sonra biraz daha yemeğe devam edilir. Yatsı ezanı okunmasının ardından 15 veya 20 dakika içinde farz kılınarak 20 rekât ve her iki rekâtında selam verilen teravih namazına başlanır. Teravih sonrasında dükkanlar saat 11:00 ve daha geç saatlere kadar açık kalır. Bazıları teravih sonrasında da hafif yemek yer.
Ramazan’da gün boyunca bütün restoranlar ve diğer yemek mahalleri kapalı kalır. Her ne kadar dışarıda yemek yemenin kanunlara göre yasak olmadığı belirtilse de ülke çapında halk arasında ‘ihtiram-ı Ramazan’ olarak bilinen yoğun anlayış çerçevesinde biraz da eleştiri ve ağır tepki almamak için insanlar dışarıda yemekten kaçınır.
Yabancı veya tanıdık herkes iftara davetli
Türkiye’de ‘oruç’ denilen ibadet Pakistan’da ‘roza’dır. Türkiye’de insanlar ‘sahura’ kalkarken, Pakistan’da ‘sehri’ye kalkılır. Pakistan’da akşam ezanının okunmasıyla birlikte uyarı sirenleri de çalındığında artık ‘iftari’ olmuştur. Pakistan’da iftar genellikle ‘kacur (hurma)’ ya da ‘namak (tuz)’ ile açılır. Ardından ‘samosa’ veya ‘pakora’ gibi derin yağda kızartılmış atıştırmalıklar, ‘sıkancebîn (tuzlu limonata)’ ve ‘Rûh Afzâ’ veya ‘Câm-ı Şîrin’ gibi gül aromalı şerbetler içilir. Bazı yerlerde limonata ve şerbetlere hazmı kolaylaştırsın diye fesleğen tohumu da atılır. Özellikle yaz aylarında dükkân önlerinde kalın çullara sarılı buz satılır. Evlerinde buzdolabı bulunmayan aileler veya acilen buza ihtiyaç duyan esnaf satın alır.
Yemekler komşularla paylaşılırken, iftar zamanında dışarıda olanlar veya ihtiyaç sahipleri için hem dükkân önlerinde hem de camilerde iftar verilir. Yabancı veya tanıdık fark etmez herkes davet edilir. Camilerde verilen iftarlar 10 veya 15 dakika kadar sürer, ardından namaza geçilir.
Sahura kaldıran ‘dhol’cular
Ramazan’ın sıcak aylara tevafuk etmesiyle birlikte insanların sinir katsayıları da ister istemez artar. Özellikle iftara yakınlaşıldığı saatlerde trafikte süratli sürüş gözlenir ama iftara 10-15 dakika kala sokaklar ve ana caddeler sakinleşir.
Ramazan ayı bize Allah’ın hem manevi hem de maddi nimetlerinden faydalanma zemini sunar. Yaz zamanlarına tevafuk eden Ramazan aylarında teravih namazlarının genellikle gece 10:30 veya 11:00 gibi sona ermesinin ardından insanlar iki veya üç saati aşmayan gece uykusuna yatabiliyor. Bununla birlikte, saat 00:00 gibi yatacak olan kişilerin saat 02 gibi kalkması lazım ki saat 03:30 ila 04:00 arasında olan imsak vaktinden önce sahuru yapabilsin. Tabii ki, Türkiye’de olduğu gibi Pakistan’da da bazı yerlerde sahura uyandıran Ramazan davulcuları vardır. Fark şu ki, bu davulcular ‘dhol’ denilen ince uzun davullarıyla ritim tutarak okudukları naatlara, ‘harmonyum’ denilen seyyar ve körüklü orglarıyla da eşlik eder.
Devam edecek…
No Comment.