Eğitimci Sadık Pakdil, Pakistan Ramazanları ile ilgili yazısının ikinci bölümünde zamanla değişen ve gittikçe rekabete dönüşen televizyon yayınlarını ve iftariyelik çeşitlerini anlattı.
Pakistan’a ilk geldiğimiz 90’lı yılların sonlarında Ramazan ayları sanki biraz daha candan, biraz daha sıcak geçerdi. Pakistan’da ‘Ramzan’ olarak telaffuz edilen Ramazan… O dönem sadece tek kanal olarak devlet kanalı PTV vardı ve Ramazan programları hem sahur hem de iftar zamanlarında heyecanla beklenirdi.
Son yıllarda özel televizyonlarda giderek artan, ünlülerin sunduğu, eğlence ve dini bilgilerin bir araya getirildiği ve format olarak bazılarınca ciddi derecede eleştirilen Ramazan programları oluyor. İbadet, diğergâmlık ve hoşgörü ayı olan Ramazan bazı Pakistanlılara göre, medyadaki tüketimi teşvik edici tarz yüzünden gerçek anlamını kaybediyor. Günümüzde özel televizyonlarda 12 saate varan canlı yayınlarla Ramazan programları yapılıyor. Umre çekilişleri, naatlar, fakir ailelere otomobil ve sadaka dağıtımı vb. içerikleri olan programlarda farklı dini gruplara mensup alimler konuşuyor.
Toplam 200 milyon Rupi harcanan TV programları
220 milyonluk Pakistan’da 130 milyondan fazla vatandaşın ‘aşırı yoksul’ diye nitelendirildiği göz önüne alındığında bazı kanallarda canlı yayında fakir ailelerin ‘sadaka’ adı altında yarıştırılması incitici bulunuyor bazı çevrelerce. 2020 yılında toplamda neredeyse 200 milyon Rupi’ye varan bütçe harcanmış, 15 kadar kanalda yayınlanan canlı Ramazan programlarına. Bu programlarda otomobillerin, motosikletlerin, ev eşyalarının vb. hediye olarak dağıtılması anlaşılabilir belki ama geçen yıllarda bir kanal özel uçak hediye edeceğini bile açıklamıştı.
Ramazan’da Pakistanlılar camilerde ve evlerinde mümkün olduğunca dünyevi işlerden uzak durarak, namaz kılarak ve Kur’an okuyarak zaman geçirir. Aile üyeleri, arkadaşlar ve tanıdıklar birbirlerini evlerinde ve restoranlarda iftar yemeklerine de davet eder. İftar vakti yaklaştıkça insanların telaşı da çoğalır. Gece yarısına dek ve hatta sahur zamanına kadar sokakta kriket veya voleybol oynamak da Pakistan’daki çocuklar ve gençler arasında çok sevilir. Sokaklarda yemek ve iftarlık satışları Ramazan’da patlama yaşar. Özellikle Ramazan ayının son 10 günü boyunca girilen itikâf süresince camilere evlerden yemekler taşınır. Ramazan’ın son Cuma gününe Cuma-tul Vida (Veda Cuması) denir. Hem bu gün hem de Kadir Gecesi camiler dolar taşar, her taraf ışıklandırılır.
Ramazan sona ererken alışveriş merkezleri, çarşı ve pazarlara akın olur. Özellikle ‘Çând Rât’ denilen arife gecesinde alışveriş yapılır, berber ve kuaför salonları da yoğun rağbet görür.
Birbirinden güzel ve leziz iftâriyelikler
Pakistan’da Ramazan ibadet neşvesi için olduğu kadar yemek kültürü açısından da çok aktif bir aydır. İftar yaklaştıkça mutfaklardan yükselen iftariye ve akşam yemeği kokuları bu ayın unutulmaz anlarındandır. Pakistan’da iftar açılmasının ve akşam namazının kılınmasının ardından gerek evlerde gerekse restoran ve başka yerlerdeki davetlerde yenilen birçok lezzetli yemek vardır.
İftarlık olarak ‘dahi bara’ veya ‘dahi pulki’ denilen ve kurutulmuş mercimek unundan kavrulmuş küçük topların üzerine dökülen ve içinde kimyon, zerdeçal, kırmızı biber ve diğer birçok masalanın (baharatın) bulunduğu bir aperatifin yanı sıra, demirhindi soslu ve domatesli bir nohut salatası olan ‘çola çât’, baharatlarla bezenmiş tatlı ve tuzlu karışık meyve salatası olan ‘frût çât’, nohut ve mercimek ununun patatesle karıştırılarak mücver kıvamında yumurtaya bulanarak kızartıldığı ‘şâmî kebap’, dilimlenmiş patates, patlıcan, bamya, baharatlı nohut hamuruna batırılmış ve hafifçe kızartılmış yeşil biber gibi çeşitli karışık sebzelerin içinde bulunduğu ‘pakora’, içine patates, peynir ve baharatlı dana kıyma gibi dolgu malzemeleri konularak kızartılan ‘samosa’nın yanı sıra şeker şurubuna batırılmış ve yoğurt tatlısına benzeyen ‘celebî’ de yenir. Yeşil veya sütlü olsun çay, kakuleli olarak tercih edilir.
Pakistan’da sahur yemekleri arasında içinde kimyon, patates, domates ve acı biberlerin bulunduğu ‘hagîna’ denilen menemen, sade yağlı ‘parata’ (katmer de diyebiliriz), içine kakule eklenerek yapılan ve ‘succi ka helva’ denilen irmik helvası, dana, keçi veya kuzu etli ‘neharî’, kepekli undan ince açılarak ve derin yağda kızartılarak hazırlanan bir gözleme olan ‘puri’ sayılabilir.
No Comment.