PakTürk öğretmenlerinden Doğan Yücel, Pakistan’daki uzun ama ucuza mâl olan tren yolculuklarını yazdı. Maceralı seyahat tecrübelerinden örnekler veren Yücel, Karachi’de bir tren kazası sonrası yaşanan insanlık örneğini de hatırlattı.
Pakistan’da şehirlerarası yolculuğun, süre bakımından uzun olmasına rağmen en ucuz yolu trenle seyahat etmektir. Bazı hatıralarımızı burada kısa kısa ifade etmek istiyorum. İlk zamanlarda maaşların az olması, gezi ve yarışmalara öğrenci götürme gibi sebeplerle biz de treni çokça kullandık.
Yaz aylarında özellikle ekonomi sınıfında yapılan tren yolculukları hem kalabalığı hem de sıcağıyla yıllar geçse de kendini unutturmaz. 🙂 Şehirlerarası yolculuklar epeyce uzun sürerdi. 36 saati bulan tren yolculuğunu iki kez yaşadım. Birinde yaz mevsimiydi öyle sıcaktı ki tozdan yüzümü bile göremiyordum. Diğer seferinde ise kış mevsimindeydi. Kuetta’ya sekiz saat kala tren durdu. Yetkililere sordum, “Motor bozuldu sekiz saat bekleyeceğiz. Yeni motor Kuetta’dan yola çıktı geliyor.” demişlerdi.
Kuetta-İslamabad arasında çalışan Cafer Express vardı. Genelde ‘Lower AC’ bölümünde altı kişilik kompartmanda yolculuk yapardık. Bilet ücretine ilave olarak ‘Patu’ verirlerdi. Cafer Express’in yemekleri çok lezzetli olurdu veya çok acıkmış olduğumuz için bize öyle gelirdi. 😄
Makinist galiba daha önce dolmuş şoförüydü!
Bir keresinde Kuetta’dan Hayrpur’a ekonomi sınıfında gitmiştik. O tren de güzeldi. Ekonomiden AC (klimalı) kısma gider koridorda boş koltuk bulursak otururduk. Trenin mola verdiği yerlerde vagon penceresinden alışveriş yapmanın acayip bir tadı olurdu. Bir defasında tren Sibi’de mola verdi. Namaz kılmak için durakta mescit yapılmış. Trenden indik, abdest alalım falan derken namazı bitiremeden tren hareket etti. Trenler herkesin yetişebilmesi için ilk kalkışta yavaş hareket eder. Hemen namazı bitirip atlamıştık.
Bir başka zaman da Sadullah Bey’le Peşaver’den Hayrpur’a gittik. Tren Hayrpur’a yakın bir yerde duracak gibi yavaşlıyor ama tam durmuyordu. Sadece yolcuların inilebileceği kadar yavaşlıyordu. Eşyaları alıp inenler iniyor, binecek olanlar biniyordu. Bir nevi dolmuş gibiydi yani. Pakistan’da dolmuşlarda kalabalık içinden muavin sırtınızdan tutup aşağıya atar veya otobüse kalabalığın içine çekerdi, ustalıkla! Galiba bu trenin makinisti eskiden dolmuşçuluk yapmış olacak ki treni tam durdurmazdı. Biz de Sadullah Bey’le bu trenle gittiğimizde Hayrpur’a yakın bir şehirde trenden atlamıştık. Yakup Bey’in düğününe Rawalpindi’den Kuetta’ya ekonomi sınıfından koltuk alıp trenle gitmiştik.
Bir tren seyahatinde yol arkadaşım bir keçiydi!
Trenlerin, ‘ekonomi’, ‘AC parlour’ ya da ‘Lower AC’ kısımlarında günlük hayatta tecrübe edemeyeceğiniz şeyleri yaşama fırsatı elde edersiniz. Asıl macera ekonomi sınıfındadır.Yolculuk eden insanlar da hayvanlar da çok samimi olurlar sizinle! Mesela bir seyahatimde yol arkadaşım bir keçiydi. Bana doğrudan kaynağından taze süt ikramında bile bulunmuştu.😄 Sahibi komple keçi sürüsünü ekonomi sınıfında seyahat ettiriyordu. Ben hayvan sevgisini trenlerin ekonomi sınıfında öğrendim diyebilirim. O zaman sıcağıyla, kalabalığıyla, baharat kokularıyla zor görünen o yolculuklar damakta öyle güzel hatıralar bırakmış ki, üzerinden 10 yıl, 20 yıl geçmesine rağmen şimdi hem özlemle hüzünlendiriyor hem de ‘ne tatlı günlermiş’ diye gülümsetiyor. O günlerde tek düşüncemiz vardı: Pakistan insanına hizmet etmek. Düşük maaş, keçilerle seyahat vb. şeyler bize zorluk gibi gelmezdi.
Lahor’da okulumuz Gulberg’deyken evlerimizin olduğu Cavalry Ground semtinden gidip gelirdik. Tren yolu için köprü yapılmıştı. Ancak bisikletle köprü üzerine çıkmanın mümkün olmaması veya rikşacıların köprü altından geçmeyi tercih etmesi sebebiyle tren yolundan geçmek durumunda kalırdık. Tren geleceği zaman iki taraflı demir parmaklık şeklindeki kapılar kapatılır. İki üç dakika sonra açıldığında karşılıklı bir curcuna halinde trafik yeniden başlardı. O birkaç dakikada o kadar insanın nasıl bir anda biriktiğine akıl sır ermezdi.
Bu vesile ile kısa süre önce Sindh eyaletinde yaşanan tren kazasında (*) vefat edenlere Hüdâ’dan rahmet, hâlâ yaralı varsa acil şifa, vefat edenlerin akrabalarına da sabırlar diliyorum.
Sukkur’da bir insanlık manzarası
Üç yıl önce, 30 Haziran 2018’de yaşanan bir hadiseyi burada Express Tribune gazetesinden İmran Kazmi’nin haberinden (**) tercüme ederek nakletmek istiyorum:
Sukkur köylülerinin kaza atlatan tren yolcularına yaptıkları özverili yardımlar takdire şayan bulundu
Karaçi-Lahor seferini yapan Shalimar Ekspresi yolculuk esnasında bir kaza atlattı.
Sukkur köylüleri, son derece özverili bir şekilde, bir kaza sonrasında raydan çıkan bir trenin yolcularının imdadına koştu.
Karaçi-Lahor seferini yapan Shalimar Ekspresi, Mehrabpur’dan birkaç kilometre uzakta olası bir kazadan tam zamanında kurtuldu. Ekonomi sınıfı vagonlarından birisi hızla giden trenden kopmak üzereyken makinistin zamanında frene basmasıyla kaza önlenmiş oldu.
The Express Tribune ile konuşan Pakistan Demiryolları Sukkur yetkilisi Usman Gujjar, Lahor’a seyahat eden Shalimar Express’in Perşembe günü Mehrabpur’da ciddi bir teknik problem yaşadığını teyit ederek, seferin yaklaşık iki saat boyunca yapılamadığını aktardı. Demiryolları ekiplerinin hasarlı kısımları onarmasının ardından tren seferine devam etti.
Bir görgü tanığının anlattığına göre tren, hiçbir nüfus veya yaşam belirtisi olmayan bir bölgede kavurucu sıcakta mahsur kaldı. Aralarında ağlayan çocukların ve zor durumda kalan kadınların da olduğu yolcular son derece tedirgindi.
Daha da kötüsü, tren personeli yolcuları kurtarma operasyonunun altı saatten daha az bir sürede başlayamayacağını bildirmişlerdi.
Bu yoğun çaresizlik atmosferi sürerken, Nû Potra köyünün sakinlerinin etraftaki tek tük ağacın ardından tren yoluna doğru sökün ettikleri görüldü. Bazılarının ellerinde içlerinde soğuk su ve süt olan termoslar ve yemek kapları vardı. Bunları taşıyamayanlar, kazadan etkilenenler yolcular için yanlarında buz getirmişlerdi. Herkes yolculara hizmet etmek istiyordu.
Bu arada, sakinlerden bazıları motosikletli bir çekçekle büyük bir kazan pilavla çıkageldi. Bu yoksulluk çeken yardımsever insanların görünüşe göre tabakları yoktu, bu yüzden yemekleri dağıtabilmek için yanlarında pişmiş kilden yapılmış tabaklar getirmişlerdi. Kaza mahalline ulaşır ulaşmaz getirdikleri gıda maddelerini yolculara dağıtmaya başladılar.
Bir görgü tanığının ifadesine göre, aşırı sıcak hava şartlarına rağmen kurtarma çalışmalarına katılan gençler herkese örnek oldu.
Yardım eden halk ne bizzat kime yardım ettiklerini biliyorlardı, ne de tren yolcularının hangisinin hangi eyaletten, kabileden veya dinden olduğunu veya hangi dili konuştuklarını biliyorlardı. Aralarında tek bir ilişki vardı; o da insanlık, acıları paylaşma ve vatanseverlikti.
Olayın haberini alan yerel polis memuru Allah Rakhiyo Rind asayişi sağlamayı üstlendi.
Görgü tanığı ayrıca birer melek gibi kurtarma çalışmalarında çalışan kişilere şahsen teşekkür ettiğini ve onlara içtenlikle minnettar ve duacı olduklarını belirtti. Bu şefkat timsali insanlar, toplu olarak bir hizmet ortaya koyma imkanı elde ettiklerinden ötürü kendilerinden geçmiş gibiydiler.
Nihayet tren çalışır hale getirildiğinde, yardımsever köylüler, sanki yakın akrabalarını uğurlarmışçasına seferine devam eden trene el salladılar.
Görgü tanığı, bu geçip giden aşk hikayesinin Pakistan halkının ne kadar içten olduğu konusunda olaya tanık olanlara birçok ders verdiğini belirterek, “Bu halk halden anlar; yardımseverdir, insancıldır ve elinde ne var ne yoksa onları başkalarına takdim etmekten haz duyar.” dedi.
(*): Pakistan’ın acı günü: Tren kazasında 62 kişi hayatını kaybetti
No Comment.