Eğitimci Engin Baştürk, Kuetta’da görev yaparken Ramazan ayındaki veli ziyaretlerinin birinde yaşadığı ilginç olayları yazdı. Yolda kalan öğrencileri arabalarına almaları sayesinde nasıl bir tehlikeden kurtulduklarını anlattı.
İkinci Bölüm:
Bir Ramazan ayındaydık. Veli ve öğrenci ziyaretleri kapsamında bir aileye iftara gidecektik. Yola çıkmadan önce bütün hazırlığımızı yapmıştık. Okuldaki teknik işlerden sorumlu çalışanımız Abdullah’tan arabanın suyunu kontrol etmesi için yardım istedim. Aradan biraz zaman geçtikten sonra sorduğumda “Araba hazır.” demişti.
Yanımda üç öğrenci ile Kuetta’dan Qilla Saifullah şehrine doğru yola çıktık. Normal şartlarda üç saat süren bu yolculuk yolların çok bozuk olmasından dolayı beş saat sürecekti. Qilla Saifullah’a doğru giderken yol kenarında bekleyen ve üzerlerindeki formalardan öğrenci olduklarını anladığımız üç kişi bizi durdurmak istedi. Oralarda bize “Aman yolda kimseyi arabaya almayın!” derlerdi hep. Bunu Belucistan topraklarında yapmak çok daha tehlikeliydi.
Durunca arabanın hararet yaptığını fark ettim
Bizi durduranların çocuk yaşta olması ve öğrenci kıyafeti taşımaları sebebiyle durup nereye gitmek istediklerini sorduk. Benimle beraber olan öğrencilerimden biri yoldaki öğrencilerin yolumuz üzerinde ve 15 km uzaklıkta oturduklarını söyledi. Ben de “Buyursunlar, bizimle gelsinler.” dedim.
Yaklaşık 15 km sonra evlerine vardık. Evleri ana yoldan 5 dk uzaktaydı. Öğrencileri evlerine kadar götürdüm. Durduğum yerde arabanın hararet yaptığını fark ettim. Baktım hiç suyu kalmamış. Meğer bizim çalışan Abdullah, radyatör kapağını kapatmayı unutmuş. Arabanın suyu kaynamaya başlayınca bütün su dışarıya taşmış. Arabaya aldığımız üç öğrenci “Merak etmeyin size evden su getiririz.” deyip gittiler. On dakika sonra ellerinde bir kova suyla geri geldiler. Kova ile getirdikleri su bizim arabayı kurtardı. Radyatörün kapağı da yere düşmemiş motorun içinde kenarda bir yere takılı kalmış.
Öğrencilere yardım ettiğimiz için Allah bizi kurtardı!
Arabanın kaputunu kapatıp yola devam ettik. Kesinlikle anlamış ve inanmıştım ki arabamın kurtulması ve bizim yolda kalmamamız Ramazan ayında o sıcakta yanımıza alıp yürümekten kurtardığımız o çocukların duası sayesindeydi. Biz o öğrencilere yardım ettiğimiz için Allah da bize yardım etmiş ve yolda kalmaktan kurtulmuştuk.
Çocukları evlerine bıraktıktan sonra yola devam ettik. Bir müddet sonra yolda yaşlı bir amca bizi durdurdu. Arabanın hararet yapmaması ve yolda kalmamamızın sevinciyle onu da aldık. Bu arada arabada benzin kalmamıştı, gazla devam ediyorduk. Normalde bir depo ile 120 km gidebiliyordum. Ama o gün 160 km’ye yakın yol gitmiş olmamıza rağmen gaz bitmemişti. Bunu da o amcayı arabaya aldığımız için Allah’ın bir inayeti olarak yorumladık. Gittiğimiz yolda benzin istasyonu bulmak çok zordu. Tam bir benzinliğe yakıt almak için uğradığımız sırada gazımız da bitmişti.
Devam edecek…
***
Birinci Bölüm: Pakistan’a gitmeye karar verdikten sonra ‘Acaba nerede?’ diye kendime sordum!
No Comment.