Pakistan’dan kaçırılan Kaçmaz çifti, ‘Turkey Tribunal’da tanık olarak dinlendi

Gelenek haline gelen okul gezilerimiz…
Eylül 20, 2021
Tarihten Bir Sayfa: Pakistanlı öğrenciler yarıştı, Türkçe kazandı
Eylül 22, 2021

Pakistan’dan kaçırılan Kaçmaz çifti, ‘Turkey Tribunal’da tanık olarak dinlendi

Fotoğraf: Selahattin Sevi / kronos34.news

PakTürk Okulları’nda ‘halkla ilişkiler müdürü’ olarak görev yaparken istihbarat ekipleri tarafından kaçırılan ve işkence altında Türkiye’ye götürülüp tutuklanan Mesut Kaçmaz ve eşi Meral Kaçmaz, yaşadıklarını Turkey Tribunal Mahkemesi’nde anlattı.

Pakistan’da çalışırken Eylül 2017’de Türk istihbarat ekiplerince Türkiye’ye kaçırılıp işkence edilen ve ardından aylarca hapiste tutulan PakTürk Okulları Halkla İlişkiler Müdürü Mesut Kaçmaz ve eşi Meral Kaçmaz, İsviçre’nin Cenevre kentinde kurulan sivil Turkey Tribunal Mahkemesi’nde tanık olarak ifade verdi.

Türkiye’deki işkence olaylarının masaya yatırıldığı ve suça karıştığı iddia edilen AKP hükümeti ile yetkililerinin yargılandığı özel mahkemeye bugün video yayını ile bağlanan Kaçmaz çifti, Pakistan’dan kaçırılması sırasında, Türkiye’ye götürülürken uçakta ve Türkiye’deki Emniyet birimlerinde kendilerine ve çocuklarına yapılan işkenceyi anlattı.

27 Eylül 2017’de gece yarısı Lahor’daki evlerine ‘polis memuru’ olduklarını iddia eden ve herhangi bir kimlik göstermeyi reddeden kişiler tarafından baskın düzenlendiğini belirten Mesut Kaçmaz, eşi ve 2 kızlarıyla birlikte çıplak ayak ve pijamalarıyla zorla kamyonetlere bindirilip kaçırıldıklarını söyledi.

Mehkeme üyeleri, Kaçmaz’ın anlattıklarına inanamadı

Gözlerinin bağlandığını ve başlarına çuval geçirildiğini aktaran Kaçmaz, eşi ve reşit olmayan 2 kızı ile 17 gün boyunca hiç güneş ışığı görmeyen, bilinmedik bir yerde esir tutulduklarını anlattı.

Kaçmaz, daha sonra özel bir uçakla Türkiye’ye sınır dışı edildiklerini vurguladı ve “Özel bir uçakla Türkiye’ye götürüldük. Uçakta ağır işkenceye maruz kaldık. Eğer istediklerini söylemezsem eşime kızlarıma tecavüz etmekle tehdit ettiler.” dedi.

Kaçmaz, İstanbul’daki Atatürk Havalimanı’na ulaştıklarında ise pasaport kontrolüne tabi tutulduklarını söyledi. Kendilerini kaçıran Türk istihbaratına mensup kişilerin havalimanında pasaport sırasına soktuğunu hatırlatan Kaçmaz, şöyle devam etti: “Görevli kişi pasaport isteyince kaçırıldığımızı ve evraklarımızın Pakistan’da kaldığını söyledim. Bu sorunun asıl muhatabının bizi kaçıran ve o an arkamızda duran kişiler olduğunu ve kendilerine sorulması gerektiğini belirttim. Ama pasaport görevlisi bununla hiç ilgilenmedi ve sadece kendisine pasaport göstermemi istedi. Aksi taktirde hukuki işlem uyglanacağını söyledi.”

Kaçmaz’ın anlattığı bu ayrıntıya inanmakta zorlanan Turkey Tribunal üyesi bir hakim, soruları ile olayı tekrar anlattırdı ve “Bu çok ilginç bir durum” dedi.

Mesut Kaçmaz, uzun yıllar yaşadıkları Pakistan’da dosyalarının temiz olduğunu ve bunu Pakistanlı yetkililerin de kendilerine ifade ettiğini belirtti.

AKP’yi desteklememek tutuklanmanız için yeterli!

Meral Kaçmaz da, suçlarının ne olduğunu bile bilmeden Türkiye’de 6 ay boyunca tek başına hücrede tutulduğunu söyledi. Diğer koğuşlarda çocukları için ağlayan kadınlar olduğunu aktaran Kaçmaz, “Bu süre zarfında ömrümün sonuna kadar orada kalacağımızı düşündüm. Önüme getirilen evrakları ise imzalamadım. Bir gün masum olduğumun bir mahkeme tarafından tescil edileceğini düşündüm, ancak 6,3 yıl cezaya çarptırılarak serbest kaldım.” Diye konuştu.

Meral Kaçmaz, öz vatanı Türkiye ile hiç bir sorunları olmadığını, ancak AKP hükümetinin kendisini desteklemeyen herkesi ‘terörist’ olarak suçlayıp tutukladığını ifade etti. Kendilerinin de sadece AKP hükümetini desteklemedikleri için kaçırılıp tutuklandıklarına inandığını kaydetti.

Verilen ifadelerin arından mahkeme heyeti Mesut Kaçmaz’a bazı sorular yöneltti.

Sorular ve Kaçmaz’ın cevapları şöyle:

Prof. Em. Dr. Giorgio Malinverni: Sizi kim kaçırdı?

Cevap: Bizi 15-20 kişi kaçırdı. Bunlar, Pakistan polisiydi ama aralarında bir Türk MİT görevlisi de vardı. Ancak bizi Türkiye’ye Türk görevliler götürdü.

Prof. Dr. Ledi Bianku: İnişinizde neler yaşadınız? Uçak yetkilileri sizi resmi yetkililere mi devretti?

Cevap: Pakistan’daki uçağa zorla götürüldük. 5 saat uçakta işkence gördüm. Burada kızıma ve eşime tecavüz etmekle beni tehdit ettiler. Atatük Hhavalimanı’na indik ve orada da ağır ifadelere devam ettiler. Hepimizin gözlerini bağlamışlardı. İndikten sonra bize normal bir yolcuymuşuz gibi davrandılar. Polis bizim pasaportumuzu isteyince kaçırıldığımızı anlattım, sonrasında bize belge düzenlediler. Burada eşim ve çocuklarımdan ayrıldım.

Angelita Baeyens:Neden hedeflendiniz dersiniz? Neden bunları yaşadınız?

Cevap: Emin değilim ama galiba keyfi şekilde seçildim. Pakistan yetkilileriyle iyi illşkilerim vardı oysa ki. Suçlama olarak Pak-Türk Okulları’nda çalışmış olmam gösterildi. Dosyaya Bank Asya’ya para yatırmam suç olarak yazıldı.

Dr. John Pace: Az önce izlediğimiz video kim tarafından yapıldı. O videodaki görüntüler gerçek miydi?

Cevap: Bu video bu duruşma için yapıldı. Bazı eklemeler yapıldı bu duruşma için. Oda, parmaklıklar vs. eskiden çekilmiş fotoğraflar, bu fotoğraflarımızı bulup ekledik videoya.


Prof. Em. Dr. Giorgio Malinverni: Suç (kaçırma) Pakistan’da gerçekleşmiş. Bu konuyu orada da mahkemeye taşıdınız mı?

Cevap: AKP rejiminin Pakistan devleti üzerine çok büyük etkisi var. Darbe girişimi sonrası Pakistan, bizim okulların idaresini değiştirdi. Devlet yetkilileri de bize bazı tehditlerde bulundu ve okulları devretmezsek herkesin Türkiye’ye gönderileceği ifade edildi. Bu dönemde ilk defa bize istihbarat memurları geldi ve ofisimizde bazı evrakları görmek istediler. Bazı belgeleri inceledikten sonra özür dilediler ve baskına gerekçe olarak gelen evrakların Türk Elçiliği’nden geldiğini ifade ettiler. Kaçırılmamdan 10 gün önce AKP yetkilileri ile Pakistan istihbarat yetkilileri görüşme yapmışlar. Bu dönemde biz de BM’ye başvurmuştuk ve bu ülkede bir yıl daha kalabileceğimiz söylenmişti. (Çünkü 72 saat içinde ülkeyi terk edin emri verilmişti bize) Kaçırılmamın ardından Pakistan’da mahkemeye başvurduk. Mahkeme bir karar verdi ama biz o saatte Türkiye’ye götürülmüştük çoktan. Bu arada Pakistan’lı yetkiliker, “Biz sizi 6 aydır zaten takip ediyorz bir suç bulamadık.” dediler ama kaçırma dışında bir seçeneklerinin olmadığını ifade ettiler, farklı yoldan.

Sivil ama önemli bir mahkeme

Turkey Tribunal, geçen yıl Belçika’da kurulan sivil bir mahkeme. Üyeleri arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) eski yargıçları ile insan hakları alanında uzman profesörler bulunuyor.

Ceneve’deki bir otelde toplanan ve 20-24 Eylül tarihleri arasında Erdoğan rejiminin hukuksuzluklarını yargılayacak olan mahkeme, aynı zamanda uluslararası toplumun dikkatini Türkiye’deki insan hakları ihlallerine çekmeyi ve farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Mahkemeye dair tüm belgeler, tanıklıklar ve hakimlerin kararları, dijital iletişim araçları aracılığıyla tam şeffaflık içinde yayınlanacak. Yasal olarak bağlayıcı bir mahkeme değil, ancak kararlarının yüksek ahlaki otoriteye sahip olacağı ve içtihat oluşturacağı öngörülüyor.

Sivil mahkeme, Prof. Dr. Johan Vande Lanotte tarafından organize ediliyor. Ghent Üniversitesi’nde profesör olan Lanotte, dört farklı dönemde Belçika’da federal hükümetlerde başbakan yardımcılığı yaptı ve 2006 yılında Kral II. Albert tarafından devlet bakanı olarak atandı.

Turkey Tribunal Mahkemesi’nin başkanlığını Prof. Em. Dr. Françoise Barones Tulkens üstlenirken üyeleri şu isimlerden oluşuyor: Dr. Johann van der Westhuizen, Prof. Em. Dr. Giorgio Malinverni, Prof. Dr. Ledi Bianku, Dr. John Pace, Angelita Baeyens.

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.