Pakistan’da ‘Mehranlı, FX’li maceralarımız

Rikşa ile doğum kontrolüne gittiğimiz günler…
Ekim 14, 2021
PakTürk’te çalışmak için kel mi olmak lazım!
Ekim 16, 2021

Pakistan’da ‘Mehranlı, FX’li maceralarımız

PakTürk öğretmenlerinden Hakan Çelik, Pakistan’a ilk gittiği dönemde Urduca ve İngilizce bilmediği için karşılaştığı sıkıntıları ve taksi şoförleriyle nasıl pazarlık yaptığını yazdı.

Bir ülkeyi güzelleştiren, zenginleştiren bazı unsurlar vardır. Evet o ülkeyi ya da  yöreyi tekdüze bir hayat çizgisinden kurtaran, rengarenk yapan ana unsurların başında dil ve kültür geliyor desem, herhalde okuyucuların büyük kısmı benimle hemfikir olacaklardır.

‘Subcontinent’ya da bir diğer deyimle Hindistan yarımadası dil ve kültür zenginliğinde başı çekiyor olsa gerek. Farklı kıtalarda, ülkelerde bulunma fırsatım oldu ama bu kültür zenginliğinde ‘subcontinent’ile bayrak yarıştıracak başka bir kara parçası göremedim.

Pakistan da, Hindistan yarımadasının bir parçası olarak, mirasını devralmış ve bu miras günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Bu farklı kültür ve dillerin biraraya gelmesi, Pakistan’ın güzelliğine güzellik katmaktadır.

Bu zengin ve rengin ülkede konuşulan Urduca, Peştunca, Belocca gibi ana diller Kürtçe ile aynı dil ailesinden olup, Hint-Avrupa dil ailesinin, İranî diller kolundandırlar. Velhasıl, akrabalığın faydaları nasıl çoksa, dil akrabalığının da elbet maddi manevi faydalarından yararlandık.

Pakistan’a ilk gittiğimde İngilizcem yoktu. Bir gün müdür bey şöyle demişti, “Hocam İslamabad’da görev yapacaksın, buradaki velilerin çoğu İngilizce bilir, sen de gayret et, İngilizceye ağırlık ver ki, Urducayı zamanla öğrenirsin.” Ben de müdür beyin dediğini yaptım, İngilizceye ağırlık verdim, ama Urducayı zamanla iyi öğrenemedim yani bir yerde tıkandım kaldım.

Urducayı çok geliştiremedim ama rakamların yüzden yukarısını iyi bilyordum. açıkçası hemen hemen Kürtçe ile aynıydı; ekso (yüz), doso (iki yüz), tinso (üc yüz)… Bu rakamları bilmenin bende bıraktığı anılar oldu tabi, evet birer anı oldu ve geride kaldı.

İslamabad’da kaldığım süre zarfında kendi aracım olmadı, ya okulun otobüsü ile ya da taksilerde H-8 bölgesi ve okulun bulunduğu Chak Shahzad arasında gidip geliyordum.

O meşhur taksiler; FX ve ‘mehranlar’da yolculuk yapmış birisinin o takısileri unutmasına imkân var mıdır?

Sabahları yol kenarlarında duran yolcuları gördüklerinde, avlarını görmüş şahinler gibi süzüle süzüle akarlardı. Bu avcılar kolay insanlar değildiler, işlerini iyi biliyorlardır ama biz de kolay av değildik! Durduklarında camı biraz indirir, “Bayi sahabb kider çare? (Abicim ne tarafa gidiyorsun?)” diye sorarlar, ben de genelde, “Acha, me PakTürk Chakshahzad cara he, ap patahe uder? (PakTürk’e gideceğim, orayı biliyor musun?)” derdim.

Hemen, “Ha ha pata he, challo. (Evet bilirim tabi, hadi atla)” derlerdi ama fiyatta anlaşılmadan binilmez tabi. Normalde kaldığımız yerden okula 300-400 rupi tutardı o zamanlar, fakat bu tecrübeli avcılar 700’den başlarlardı.

Ben de, “Bayi saahab ye kaha he, sad so both ziyade, shukiye. (Abim yedi yüz çok fazla ya, teşekkür ederim, kalsın)” derdim. Sonra “Che so (altı yüz)” olurdu, ben halen “Neyi neyi, ye ziyade (Yok yok yine de çok)” derdim. En son ‘tin so (üç yüz) ya da ‘char so (dört yüz)’da anlaşırdık.

Neyse yolculuk başlayınca, tabi Chakshahzad’a kadar 20 dk sürerdi, hemen sohbeti başlaştmak isterlerdi. Amma ve lakin bu sohbetimiz bir kaç cümleden ileriye gidemezdi, çünkü sohbet edecek kadar Urducam yoktu. Ben Urduca bilmediğimi söylediğimde şaşırıp kalırlardı ve çoğu zaman da, “Az önce taksi parası için çok iyi pazarlık yapıyordun!” deyip, gülerlerdi.

Evet, pazarlığımızı yapıyorduk, rakamları da iyi biliyorduk. Dedim ya benim gibi genelde bir yerelere taksi ile gidenler için Kürtçe bilmenin çok faydası olmuştur. Velhasıl güzel günlerdi ve o FX’li, mehranlı günlerimizi hep tebessümle yad edeceğiz.

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.