Lahor’un Aziz Misafirleri (1): Şeyh Abdurrezzak Mekkî ve Kutbuddin Aybek

Sesleri Öldürmeyin (Şiir)
Kasım 4, 2021
Eğitimci Mustafa Hatipoğlu (2): Bir beklentimiz olmadığı için Allah bize oraları güzel gösterdi
Kasım 6, 2021

Lahor’un Aziz Misafirleri (1): Şeyh Abdurrezzak Mekkî ve Kutbuddin Aybek

Türkistan yerlilerinden Kudbuddin Aybek

Zaman zaman Pakistan’ın tarihi ve kültürel değerlerini tanıtan araştırmacı Doğan Yücel, bu kez bir süre görev yaptığı Lahor’da metfun bulunan ve maddi ve manevi olarak bölgede büyük iz bırakmış iki zatın hayatını yazdı.  

ŞEYH ABDURREZZAK MEKKÎ:

Anarkali, Lahor’un ticareten merkezi noktalarından biridir. İsmine uygun şekilde kadın kıyafeti, kumaş, hediyelik eşya, ayakkabı vb. şeyler satılır. Rivayetlere göre Anarkali, Babür Hükümdarı Cihangir Şah’ın aşık olduğu cariyelerden biridir. Ancak bu yazının konusu Anarkali’nin bir ticaret merkezi veya tarihi bir semt olması değil. Burası, eski pazar merkezi olmasının yanında birçok tarihi eser ve şahsiyetin mezar ve türbelerine de ev sahipliği yapmaktadır. 1947’den sonra bölge, yeni alışveriş plazalarının ortaya çıktığı büyük bir değişim geçirmiştir.

Çarşıya yolunuz düşerse, Pencap Üniversitesi’nin doğusundaki eski Hindu tapınağının güneyinde, içinde çok sayıda giyim mağazası ile bazı tanınmış ayakkabı dükkanlarının bulunduğu bir yer olmuştur. Dükkânların bulunduğu dar sokaktan içeri girerseniz, yandaki bir merdivenin altında zamanının ünlü alim ve velilerinden birinin mezarı yer alır. İçinde yaşadığımız çağın resmi diyebileceğimiz şey budur. Diğer tüm kabirler ortadan kaldırılmış ve üzerlerine yeni dükkanlar yapılmıştır. Orjinal mezar, Babür İmparatoru Aurangzeb tarafından yaptırılan ve Sihlerin yerle bir ettiği mükemmel bir yapıydı.

Derin Kur’an ilmi ile büyük takdir topladı

Dışarıda trafik hızla güzelliğini kaybeden Nila Gumbad’ın yanından akıyor. Dar sokaklarda, çoğunun tabelası olmayan küçük odacıklarda sadece birkaç mezar bırakılmıştır. Hepsinin tek tek araştırılıp ortaya çıkarılması gerekiyor. Bazı büyük şahsiyetlerin kaybolan mezarlarının bulunması, ticari hayata zarar vermeden ihtimam gösterilmesi lazım. 1947’den bu yana meşhur altı büyük velinin kabirleri bölgedeki yoğun ticari faaliyetler sonucu kaybolmuştur.

Anarkali Pazarı

Bu büyük şahsiyetlerden ilki, Nila Gunbad (gök türbe) adıyla meşhur türbede medfun Şeyh Abdurrezzak’tır. Mekke’den gelmiş ve Babür Hükümdarı Hümayun (1508-1556) döneminde Lahor’a yerleşmiştir. Meşhur Evliya Miran Muhammed Şah Mauj Darya Buhari’ye intisap etmiştir. Bu zat kısa süre içinde müridinin sıradışı bir şahsiyet olduğunu fark etmiştir. Ona Şeyh Abdurrezzak Mekki namını vermiştir. Kur’an-ı Kerim hakkındaki derin ilim ve vukufiyeti ile büyük taraftar toplamıştır.

Sihler iktidara gelince mezarları kaldırdılar

Bir süre sonra, zamanının önde gelen ‘veli’lerinden biri olarak kabul edilmiştir. Babür Mahkemesi tarafından sık sık fikirlerine müracaat edilmiştir. Abdurrezzak Mekki, H. 1084 yılında vefat etmiş ve buraya defnedilmiştir. Babür Mahkemesi ona güzel bir türbe inşa ettirmiş ve bu yapı hala şeyhin varlığına tanıklık etmektedir. Kabrin yanına da bugün Nila Gumbad Camii olarak bilinen zarif bir mescit inşa etmişlerdir.

Sihler iktidara geldiklerinde mermerden yapılmış bu harika ve zarif binanın güzelliklerini Amritsar’a taşıyıp yağmaladılar. Maharaja Ranjit Singh, türbenin bir mühimmat deposuna dönüştürülmesini emretti ve caminin bir yanında da bir silah üretim tesisi inşa ettirdi. Binanın batı tarafında, kabirlerin yanında bir top üretim tesisi yaptırdı. Böylece, Lahor’un önde gelen bazı aziz ve velilerinin mezarlarının çoğu yok edilmiş oldu.

Anarkali’de bulunan diğer tarihi şahsiyetler

İngilizler geldiğinde, silah üretim tesisini kaldırdılar ve mozoleyi İngiliz Doğu Hindistan Şirketi subaylarının yemek yedikleri bir lokantaya dönüştürdüler. Yan tarafına, Lahor’da bir ilk olan fırın kuruldu. Bu fırın, Munshi Najmuddin Thakedar adlı bir inşaat müteahhidine ait olup kendisi tarafından işletilmiştir. Komuta Mian Mir’in idaresine geçince, müteahhit, İngiliz yetkilileri türbe ve caminin restorasyonu konusunda ikna etti. Projeye yatırım yaptı ve vefatında caminin içinde bir yere gömüldü.

Anarkali Pazarı’ndaki diğer mühim tarihi şahsiyetlerden de bahsedelim. Batı tarafında, bugün Anarkali Çarşısı’nın bulunduğu hizanın hemen yanında Khawaja Saeed Lahori’nin mezarı, hemen yanında Hacı Abadullah’ın ve Khawaja Muhammed Said’in yeğeni Abdurrahman’ın mezarları vardı. Yanlarında Hazreti Şah Şeref’ın kabri vardır. Maharajah Ranjit Singh, şehrin savunma tabyalarını genişletmek için mezarın kaldırılmasını emrettiğinde, cenazesi 100 yıl önce defnedilmiş bir adamın bedeninin hala taze olduğu ortaya çıktı. Ünlü derviş Nuruddin, bu velinin naaşını Nila Gumbad yakınlarında bir yere yeniden defnetti.

KUTBUDDİN AYBEK:

Kutbuddin Aybek

Anarkali semtinde medfun tarihi şahsiyetlerin en bilineni muhakkak ki Kutbuddin Aybek’tir. Kabri Anarkali çarşısının bulunduğu ana caddenin hemen bir arka sokağındadır. Sade bir türbesi vardır. Zaman zaman Anarkali’ye gittiğimde bu büyük devlet adamının ruhuna fatiha okumuşluğum vardır.

Kutbuddin Aybek (1150-1210), Gazneliler Devleti Sultanı Muhammed Guri’nin bir paşasıydı. Kuzey Hindistan’daki Gazne topraklarından sorumluydu ve Muhammed Guri’nin ölümünden sonra, Memlük hanedanı tarafından yönetilen Delhi Sultanlığı’nın bağımsız hükümdarı oldu.

Türkistan yerlisi olan Aybek, çocukken köle olarak satıldı. Türkistanlı olup, ailesi, doğum târihi ve yeri kesin bilinmemektedir. İran Nişabur’da Kadı Fahrüddîn Abdülazîz Kûfî tarafından terbiye edilip ilim öğretilmek ve her hususta yetiştirilmek üzere satın alındı. Kutbuddîn Aybek’in köle olmasına rağmen asaleti, üstün kabiliyeti, keskin zekâsı ve asîl hareketlerini beğenerek, onu çocuklarıyla beraber terbiye ve tahsîline önem verdi. Kur’ân-ı kerîm okumayı, fıkıh ve lüzumlu ilmihâl bilgilerini, yazı yazmayı, ayrıca ata binip ok atmayı, kılıç ve her türlü silâh kullanmayı ve harb oyunlarını çok mükemmel bir şekilde öğretti. Kutbuddîn; örnek ahlâkı, müstesna terbiyesi, üstün kabiliyeti, akıllı ve asîl hareketleriyle dikkati çekip, takdir edildi.

Muvaffakiyet vezaferleri ile takdir topladı

Tahsil ve terbiyesini tamamlayıp, muharip Memlûk askeri olarak yetiştirildikten sonra, cihâdlara katılması için Gazne’de Sultan Muizüddîn Muhammed Gûrî’ye verildi. Sultan Muhammed Gûrî, Kutbüddîn Aybek’in hareketlerini, ahlâkını çok beğendiği için kendisine yakın me’mûriyetlerde vazifelendirdi. Devlet hizmetlerinde kendisini kabul ettiren Kutbüddîn, kısa zamanda yükselerek, Emir-i Âhurluğa yükseldi. Bu görevde iken, komşu beylere karşı muvaffakiyetler ve Hindistan’da kazandığı zaferler ile takdîr edildi. Harezmi-Gazneliler savaşları sırasında Sultan Şah’ın gözcüleri tarafından ele geçirilmiştir. Gazneliler’in zaferinden sonra serbest bırakılmıştır. Bu savaştaki yaptıkları sebebiyle Muhammed Gaznevi tarafından çok beğenildi.

Sultan Muhammed, Delhi seferinden dönüşünde Kutbüddîn Aybek’i, Kuhrâm ve Samanah valiliğine tâyin etti. Kutbüddîn, sultan olur olmaz Kuhrâm şehrini îmâr etti. Bölgedeki adaleti te’sis edip, etnik durumlarına bakmaksızın ahâliye hizmet götürdü. Kutbüddîn Aybek, bölgesindeki hizmetleri yanında, komşu meliklere de yardım edip, Hindistan’da Müslüman hâkimiyetini kuvvetlendirmeye çalıştı. 1192 senesinde Mirat Kalesi’ni fethetti. Kaledeki puthâneleri camiye çevirdi. Aynı sene Delhi üzerine sefer düzenleyerek burayı zapt etti. Delhi’de bulunan puthâneleri yıktırarak yerine camiler inşâ ettirdi.

Adhai Din Ka Jhonpra

Geride ünlü mimari eserler de bıraktı

Kazandığı zaferler sayesinde sultânın iltifatına mazhar oldu. Sultânı ziyaretten dönerken, Kîrma’da Melik Tâcüddîn Yıldız ile görüştü. Melik Tâcüddîn, kızını onunla evlendirdi. Kutbüddîn Aybek, Hindistan’a dönüşünden sonra 1194 senesinde tekrar fütuhata başladı. 1197 senesinde Bedâun, 1198’de Siruhi bölgesini zapt edip, Kannauj bölgesini itaate aldı. 1199 senesinde Malvah ve çevresindeki beldelerin fethedilmesiyle bölgede Hindu hâkimiyeti yıkılıp İslâm idaresi kuruldu.

Sultan Muizzüddîn, 1206 yılında vefat edince, Lahor’a giden Kutbüddîn Aybek, sultanlık teklifini kabul etti. Kuzey Hindistan’a hâkim olup, Delhi Türk Devleti’nin temelini attı. Ölen sultanın kardeşi ve Batı Gurluların sultânı Gıyâseddîn Mahmûd, bu duruma rızâ gösterip, Kutbüddîn’e Melik unvain verdi. Kutbüddîn Aybek, 1210’da harb tâlimi için çevgan oynarken geçirdiği bir kaza sonucunda vefat etti. Lahor’da defnedildi.

Kutbüddin Aybek arkasında siyasi zaferleriyle beraber mimari şaheserler de bırakmıştır. Dünyaca ünlü Kutub Minar, Adhai Din Ka Jhonpra bunların başlıcalarıdır.

Devam edecek…

Kaynaklar:

https://archive.pakistantoday.com.pk/2012/09/16/the-lost-seers-of-nila-gumbad/

https://www.turkalemiyiz.com/Home/Getturksultanlari?categoryid=8&aid=2934

https://www.britannica.com/biography/Qutb-al-Din-Aibak

https://islamansiklopedisi.org.tr/aybeg-kutbuddin

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.