40. Bölüm Pakistan’da Federal ve Eyalet Hükûmetine Tercümanlık ve Diğer Desteklerimiz-2

Hint Altkıtasında Bir Osmanlı: Nilüfer Sultan 2
Haziran 1, 2024

40. Bölüm Pakistan’da Federal ve Eyalet Hükûmetine Tercümanlık ve Diğer Desteklerimiz-2

Pakistanlı yetkililer Türkiye’ye gidecekleri zaman gidecek kişi hangi devlet biriminden olursa olsun mutlaka bizden görüşalırlardı. Eğer mümkünse TUSKON ve mahiyetindeki diğer işadamları derneklerinin üyeleri ile görüşmek istediklerini bildirirlerdi. Biz de Türkiye’de gidilecek şehirdeki işadamları derneği yetkilileri ve PakTürk’ün Türkiye’deki temsilcisi Mehmet bey ile bu ziyaretleri koordine ederdik. Kimi zaman bir bakanlık yetkilisi tarım konusunda bazı görüşmeler yapmak için Türkiye’ye gidecek olurdu, devlet yetkilileri ile yaptığı görüşmelerden kalan vakitlerinde iş adamlarını ve tesisleri ziyaret etmek istediğini söylerdi. Biz de istekleri doğrultusunda görüşmeleri ayarlardık. Ama bizim iş adamları tabii ki görüşmeleri yapıp bırakmazlardı. Bu yetkililerin otelini ayarlar, yemeğini ayarlar hatta evlerinde misafir ederlerdi. Bu yakın ilgiden dolayı devlet yetkilileri konu ne olursa olsun Türkiye’ye gitmeden önce bize programlarını söyler ve kalan vakitlerdeki ziyaretlerini ayarlamamızı rica ederlerdi. Bu ziyaretler sırasında bir çok kez bizden Türkiye’de tercümanlık ve rehberlik yapmamız için yardım isterlerdi. Biz de bazen kendimiz onlarla beraber seyahat eder, bazen Türkiye’den tanıdık İngilizce bilen birilerini ayarlar ve bazen de Türkiye’de üniversite okuyan Pakistanlı öğrencilerimizden rica ederdik. Bu yetkililere rehberlik ve tercümanlık konusunu bu şekilde çözerdik.

Bu ziyaretler sırasında İstanbul büyükşehir belediyesinin İstanbuldaki hizmetleri tüm misafirlerin dikkatini çekiyordu ve bu hizmetlerin aynısını biz de Pakistan’da uygulayalım diye bir çok defa söylemişlerdi. Bunun üzerine büyükşehir belediyesini de defalarca ziyaret ettik ve farklı birimlerinden bilgiler topladık. Ardından yine bir ziyaretimiz sırasında Tayyip Erdoğan’ın da emriyle İstanbul’daki tüm belediye iştirakli firmalar Pakistan’a nasıl destek olabiliriz yarışına girdiler. Onlarca firma yetkilisi Lahor’a ziyaretlerde bulundu ve destek sözü verdiler.

Bunlardan ilki İSTAÇ firmasıydı. İstanbul’un atık konusundaki çalışmalarını organize eden bu belediye firması bünyesinde birçok uzman çalışan barındırıyordu. Son yıllarda İstanbul’un çehresinin değişmesinde önemli rol oynamışlardı. İstanbul’daki yeraltı çöp kovalarını ve diğer atık yönetimi konusundaki gelişmeleri gören Pakistan devlet yetkilileri hayranlıklarını gizleyemiyorlardı. İSTAÇ yetkililerinin Lahor’a yaptıkları ilk ziyaret sırasında tercüman ihtiyacı ortaya çıkınca beni çağırdılar belediye binasındaki görüşmeye. İSTAÇ şirketinin en üst seviyedeki yetkilileri ve sahadaki başarıların mimarı olan mühendislerden oluşan bu heyetin hem saha ziyaretleri hem de toplantıları sırasında tum tercüme işlerini gönüllü olarak ben ve arkadaşlarım yaptık. Kimi zaman maskelerimizi takıp tonlarca çöpün biriktiği çöp sahalarında araştırmalar yapıldı, kimi zaman evlerin önündeki çöpler karıştırıldı. Kimi zaman da çöp toplacıyı çocuklardan bilgiler alınıp kayıtlara geçirildi. Çünkü tüm bu bilgiler ışığında Lahor için bir çözüm planı çıkartılacaktı. Fakat tabii ki 15 milyonluk bir şehrin çöp sorununu çözmek için bir ziyaret yetmeyecekti. İSTAÇ yetkilileri tahminimce bir plan hazırlanması için en az 10 kere Lahor’a geldiler ve aynı zamanda LWMC (Lahore Waste Management Company) yetkilileri de Türkiye’ye gidiyorlardı bazen toplantılar için. En sonunda uzun süren görüşmeler sonunda zamanın Pencap eyaleti başbakanı Shahbaz Sharif’e bir plan sunuldu ve bu plan onaylanınca bu sefer Turkiye’de halihazırda bu işi yapan Türk firmalarına bu işin verilmesi konuşulmaya başlandı. Türkiye’den Özkartallar ve Albayraklar firmaları bu konularda Türk devletinin de onay ve desteğiyle bu işe talip olmuşlardı. Bu firmaların geliş hikayelerini ve ihale detaylarını başka bir yazıya bırakmam gerekiyor çünkü çok ilginç olaylar yaşanmıştı bu firmaların işe başlamaları sürecinde. 

Bu süre zarfında İSTAÇ’ın yanı sıra belediyenin diğer ihtiyaçları için diğer firmalar ile de görüşülmeye başlanmıştı. Bunların bazıları başarılı oldu bazıları ise olmadı. İSTAÇ tam bir başarı hikayesiydi ama örneğin İSBAK ziyaretlerinin sonucu oluşmadı. Çünkü Lahor’daki trafik ışıklarının altyapısını kuran yabancı şirketlerin bilgi paylaşmadıkları ve trafik ışıklarındaki elektronik aksamda yapılacak değişikliğin çok büyük masraf gerektirdiğine dair durumlar ortaya çıkmıştı. Diğer bir başarı hikayesi de aslında İSPARK yetkililerinin destekleri sayesinde olmuştu. İSPARK İstanbul’daki değnekçileri bitirmiş ve belediyeye ciddi gelir gelmesini sağlamıştı. Aynısını yapmak isteyen Lahor belediyesi de bu modeli aynen Lahor’da oluşturdu ve ciddi gelir elde etmeye başlamıştı. Hatta bir Türk işadamı Lahor’un çok merkezi yerlerindeki park yerlerine otomatik ödemeli otoparklar inşa etmeyi teklif etmişti ve bu teklif de başbakan tarafından memnuniyetle karşılandı ve hayata geçirildi. Lahordaki çöpler Türklerin denetiminde toplanıyor, otoparklar Türklerin tecrübeleri çerçevesinde yönetiliyordu. Devlet bu işlerden cok memnundu çünkü hem çöp toplama hem de otopark sorunlarının çözülmesi halk tarafindan da büyük memnuniyetle karşılanmıştı. Bu yazımı İSPARK firmasının otomatik ödemeli otoparklarda kullanmak üzere Türkiye’den getirmeyi planladığı çok ağır elektronik aletlerin Lahor’a getirilmesi hikayesi ile sonlandırayım. 

Başbakan benim de tercümanlık yaptığım bir toplantı sırasında kendisinin de bir otopark açılışına gelmek istediğinden bahsetmişti ama ne zaman olacağı konusunda bir tarih vermemişti. Firma yetkilileri de altyapı çalışmalarını tamamlamışlardı. Otoparkta çizgiler çizilmiş ve otoparka giren çıkan arabalardan elle para toplanmaya başlanmıştı. Ama Türkiye’den sipariş edilen elektronik kapılar ve diğer cihazlar henüz ulaşmamıştı. Tam bu sırada ben de birkaç Bakan ve yanlarındaki yaklaşık 10 kişilik bir heyetle başka bir iş için Türkiye’ye gitmiştim. Ben Türkiye’de iken Başbakan üç gün sonra açılışın olmasını istediğini iletmiş ve kendisinin de geleceğini onaylamıştı. Ancak henüz otopark otomatik sistemleri hazır değildi. Beni arayan Türk firma yetkilileri uçak ile ihtiyaçları olan büyük kapıları ve cihazları getirmemi rica ettiler. Ama bu bahsedilen malzemelerin ağırlığı en az 1.5 ton idi. Kalabalık heyetle gittiğimiz için ve VIP de geçeceğimiz için denerim ama mümkün gözükmüyor, dedim. Biz havaalanına gönderelim olursa olur olmazsa yapacak bir şey yok, dediler. Malzemelerle beraber VIP salonuna girdik İstanbul Atatürk havalimanında bulunan tüm yetkililer şaşırmıştı çünkü bakanların ve diğer yetkililerin bundan haberi yoktu. Ben de başbakanın katılacağı program için isteniyor deyince birden tüm kapılar açıldı ve hayatım boyunca 3-5 kg fazla malzeme götürürken binbir uğraş verdiğim havaalanında bu sefer fazladan 1.5 ton malzemeyi geçirmiştim Allahin izniyle. Ürünler Lahor’a sağ salim vardı. Gece gündüz bu sistemler monte edildi ve başbakanın gelişine yetiştirildi.

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.