‘Meyve cenneti’ Pakistan’da Türklerin hasret kaldığı meyveler!

Paçis(25) çok, çarlis(40) rupi olsun!
Mart 1, 2021
Lahor’un mütevazı ve gayretli hayırseveri: İ. Malik Khan Sahib
Mart 5, 2021

‘Meyve cenneti’ Pakistan’da Türklerin hasret kaldığı meyveler!

Son iki yazısında Pakistan meyvelerini yazan Araştırmacı Doğan Yücel, bu kez Pakistan’da bulunamayan meyveleri yazdı. Yücel, ancak Türkiye’den gelirse tadabildikleri meyveleri ve onlara duyulan özlemi tecrübelerini de ekleyerek anlattı.

Pak-Hind coğrafyası kuzeydeki Himalayalar bölgesi hariç tutulursa muson ve çöl iklimine ev sahipliği yapar. Oldukça sıcak ve muson iklimi olan yerlerde de nemli bir havası vardır. Bu yüzden karasal iklimdeki yetişen meyveler burada yetişmez.

Zeytin

Enteresandır, Pakistan’da iklim olarak zeytinin yetişebileceği yerler olmasına rağmen yoktur. Dolayısıyla ‘peynir ve zeyin’i kahvaltının demirbaşlarından sayan biz Türkler için kahvaltının yarısı yok gibiydi ☺. Bu sebeple, Türkiye dönüşünde uçakta kilo limitimiz yettiğince yanımıza almak durumunda kalırdık. Neyse ki, her seferinde zeytin için bir-iki kilo yer olurdu valizlerde. Tasarruf ede ede yense de birkaç ay geçince onlar da biterdi.

Sonrası, gelecek yaza kadar Lahor’da birkaç markette bulunan tatsız konserve yeşil zeytinlerden almak veya Quetta’dan toplantıya gelecek bir arkadaşın oradan İran zeytini getirmesini beklemek olurdu. Bu arada belki birisi Türkiye’ye giderdi de dönüşte biraz zeytin ve lokumla dönerdi. Lokum bir toplantıda biter arada ikinciye üçüncüye kıyamayanlar eve götürüp eş ve çocuklarıyla paylaşırdı.

Zeytine gelince o sultanlar gibi muamele görürdü. Bir kilo zeytin aileydeki kişi sayısınca fincanla ölçülür ve dağıtılırdı. Eve geldikten sonra bazı aileler zeytinleri sayar ve günlük yedi zeytin yeme hakkı koyardı.

İncir

İncir, bizim için Türkiye’den dönüşte valizlerdeki birkaç kilo ağırlığın muhakkak sahibiydi. Türkiye gezilerinde bolca incir alınırdı Pakistanlı dostlarca. Bursa’da bir gezi sırasında paketler dolusu aldığımız olmuştu. Yeşil inciri yemek ise yıllarca nasip olmazdı.

Ayva

Quetta’nın iklimi ayva için uygundu. Oraya İran’dan mı gelirdi yoksa orada mı yetişirdi bilmiyorum. Ancak Quetta’daki arkadaşlara hiç değilse bir-iki kilo getirmeleri için toplantılardan bir ay önce sipariş verirdik. Varlığındaki kokusu yokluğunda burunda tüterdi. Uzun zaman ayrı kalınmış bir arkadaşla buluşmak gibi olurdu.

Kestane

Kestane Türkiye gezilerinde arkada kalan güzel hatıralardan biri olurdu. Hele de kışta veya soğuk havalarda İstanbul’da isek ya biz ya da Pakistanlı misafirlerden biri alır ikram ederdi. Onlar da genelde Avrupa gezilerinden bilirlerdi bu özel meyveyi. Çok nadir de olsa bazen arkadaşlar Pakistanlı tanıdıklar için Türkiye’den kestane şekeri getirirdi. Bazen bunlardan bir pakatini “Neyse önemli değil!” deyip arkadaşlarla paylaşanlarımız olurdu. Sanki altından, gümüşten bir şey tüketilir gibi bir his verirdi.

Fındık

Türkiye’den tadımlık getirilirdi. Tatlıların, özellikle şekerpare ve revani üzerine konulması için yaz dönüşlerinde valizlerde olurdu. Lahor’da Türkiye ile ticareti de olan bir işadamı tanıdığımız vardı. Bir gün ofisinde otururken, “Türkiye’den yeni geldin, fındık yok mu?“ dedi. Biz o zaman karı-koca Türkiye’den birer kiloluk paketlerle iki kilo getirmiştik. Ben de “Ancak bir kilo getirebildim.” dedim. Aradan iki-üç gün geçti. Mutfakta hanımla dolaplara bakarken iki fındık paketinden birinin tamamen yeşerip çürüdüğünü gördük. Paketteki fındıkların tamamı yenmeyecek haldeydi. Bir kilo fındığı çöpe atmak zorunda kaldık. Yanındaki diğer fındık poşeti ise sapasağlam duruyordu. İstemeden de olsa kalben hediye etmeye kıskandığım bir kilo fındığı tüketmek bize de nasip olmamıştı.

Vişne

Vişne çekirdekleri çıkarılmadan plastik şişe içerisinde bir iki gün valizde gidebilen bir meyvedir. Bir arkadaşın eşi bu ayrıntıyı bilmediğinden şişeye daha fazla sığsın diye çekirdekleri çıkarmış. O dönemde uçaklara valizde sıvı taşınmasına izin veriliyordu. Valizler havaalanlarında yüklenirken atıldığı için el bagajı olarak almış. Ancak çekirdekleri çıkarılan bu asitli meyve hem sıcaktan hem de çalkalanmaktan iyice gaz biriktirmiş. Yolculuk esnasında vişne şişesi daha fazla gaz sıkışmasına dayanamamış. Renginden dolayı etrafa saçılan vişne suları kan gibi olmuş. Vişnenin çekirdeklerinin çıkarılması gerektiğini hem o arkadaşın eşi hem de diğer bilmeyen arkadaşlar öğrenmişti.

Kiraz

Kiraz Pakistan’da Peşaver taraflarında ancak bulunabilen bir meyve. 2008 yılının haziran ayında bir Türkiye gezisi yapmıştık. Türkiye’de kiraz mevsimiydi. Afyon’un Çay kazasına uğradık. Bahçesi olan bir hacı abiden kiraz toplayalım diye rica ettik. Pakistanlı arkadaşları bahçeye girerken uyarmıştım,“Meyveleri saplarından tutarak koparın“ diye. Önce Napolyon kirazlarından yemeye başladılar. Aradan 10-15 dakika geçince bahçede sağda solda buldukları çuvallara doldurmaya başladılar. Ancak zaman sınırlı çuvallar da büyük olduğundan dal budak kırmaya başladılar. İki çuval Napolyon kirazı dal budak yaprakla kısa sürede toplandı. Bahçe sahibi o arada renkten renge girdi☺. Toplanan kirazlar İstanbul’a kadar yolda minibüste bitti.

Yine bir başka haziran ayı gezisiydi. Bu kez Tarsus’tan Nevşehir’e giderken Konya’nın Ereğli ilçesine uğramıştık. Bir abimiz ikram için iki kasa akkiraz getirdi. Avrupa’ya ihraç edilen cinsten olan bu kirazların bitmesi yarım saat sürmemişti. 

Erik

Pakistan’da erik özellikle Quetta çevresi ve Peşaver’in kuzeyindeki serin bölgelerde yetişir. Bu yüzden Lahor, Karaçi gibi büyükşehirlerde fazla bulunmazdı.

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.