Lahor’un mütevazı ve gayretli hayırseveri: İ. Malik Khan Sahib

‘Meyve cenneti’ Pakistan’da Türklerin hasret kaldığı meyveler!
Mart 3, 2021
Yazamıyorum! (Ses)
Mart 6, 2021

Lahor’un mütevazı ve gayretli hayırseveri: İ. Malik Khan Sahib

İ. Malik Khan Sahib (solda)

Araştırmacı Dr. Doğan Yücel, bir tevafuk eseri tanışıp sonradan kader arkadaşı oldukları Lahor’un hayırsever iş adamı İftikhar Malik Sahib’i yazdı. Gençlere taş çıkartan gayretine ve mütevazılığına dikkat çekti.

2006 yılıydı. 7.6’lık 2005 depremi sonrası oldukça yüksek sayıda kurban bağışı gelmişti. Biz her yıl olduğu gibi yine Lahor İslampura’daki okulumuzun (PakTürk) bahçesinde kurbanları kestik. Dört gün-dört gece et poşetledik (ihtiyaç sahiplerine dağıtmak üzere). Başta et paketlerini kuponla dağıtırken sonra kuponsuz gelenlere de verdik. Artık kimse gelmemeye başlayınca etleri verecek yer araştırmaya başladık. Bir vakfın, hastane yanlarında refakatçiler için misafirhaneler işlettiğini öğrendik. Mevsim kış, vakit geceydi ve vakıf idarecilerinden kimseyi tanımadığımız için etleri karkas hâlde misafirhanelerin önüne bıraktık.

Aradan birkaç gün geçti. Gülberg’teki okulumuza birisi gelmiş, hastane misafirhanesi önüne et bırakanları soruyor. “Siz kimsiniz?” dedik. Kendisini tanıttı. Meğer etleri bıraktığımız vakfın idarecilerinden İ. Malik Khan Sahib’miş. Vakfın kapıcısı ‘et geldi’ diye onu aramış. Etleri kimin getirdiğini sormuş kapıcıya. Bizim getirdiğimizi öğrendikten sonra, etleri parçalatmış, buzluklara koydurmuş. Ardından teşekkür etmek için okula gelmiş. Elinde bizim için hazırladığı hediye safranlar var. Sonrasında tanışıklığımız dostluğa ve kader birlikteliğine uzandı.

İ. Malik Khan, eşi Z. I. Khan ve Doğan Yücel (sağda).

Eşinin giymediği elbiseleri fakir kadınlara dağıtırdı

Onca yaşına rağmen hayır hasenat işlerinde gençlere taş çıkartan bir gayreti vardı. Eskiden halıfleks üretimi yapıyormuş. Oğulları Kanada’ya göçünce işyerini kapatmış, bazı dükkânlarını kiraya vermiş. O günden sonra kendini hayır hasenat işlerine adamış. Daha sonraları misafirhanelerini gezdim, evlerine defalarca misafir olduk.

Epey ileri yaşına rağmen ailecek 2008’deki Türkiye gezimize katıldı. Yeni okul binamızın inşaatına ve burslu öğrencilerimize maddî ve manevî destek verdi. ‘Khatai’ denen tatlıyı seviyoruz diye çoğunlukla ondan ikram ederdi. Çok eli açık, gönlü zengin, mütevazılardan mütevazı bir insandı. Eşinin artık giymediği elbiseleri yöneticisi olduğu vakfın misafirhanesinde kalan gariban köylü refakatçi kadınlara gizlice hediye ederdi.

Uygun halıfleks için tanıdığı fabrikalara götürdü

İlk çocuğumuz olduğunda hastaneden çıktıktan sonra Pakistanlı tanıdıklarımızdan çocuk görmeye ilk gelen oydu. Elinde bebek hediyeleriyle beraber gelmişti. Yeni okul binamıza geçince oğlunun sahibi olduğu bir binayı kız öğrencilerimize uygun bir miktarla kiralamıştık. Yurtlarımız için halıfleks lazım olduğunda bizi tanıdığı fabrikalara götürdü, ihtiyaçları uygun fiyata karşıladık. Hemen hemen her toplantımıza gelirdi. Verdiğimiz kitapları okurdu.

Bir dönem tanıdığımız insanlara ‘Hilye-i Şerif’ tabloları hediye etmiştik. O tabloyu evinde hem mutfak hem de çalışma odası olarak kullandığı yerde en görünür şekilde asmıştı. Levhanın Urduca tercümesini de vermiştik. Bir keresinde de hastane vakıflarının maddi destek toplantısına aldığı biletlerden bize de hediye etmiş ve programa beraber gitmiştik. 2017 yılı başında 84 yaşında vefat etti. Hanımı ile eşlerimiz yemek kursu, kitap okumaları yaptılar.

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.