Eğitimci Doğan Yücel, Lahor’da bazı öğretmenlerle kurdukları iş adamları derneğinin faaliyetlerinden biri olan Türkiye gezisini anlattı.

Yirmi Beşinci Bölüm:

Lahor’da İstanbul’un Karaköy semtindeki gibi hırdavat ve küçük el aletlerinin toptan-perakende satıldığı bir yer vardır. Brandreth Road ve çevresini kapsayan bu semtte ticaret yapan 9 kişilik bir grupla Türkiye’deki iş imkanlarını araştırmak için 2008 yılında bir gezi tertip etmiştik. Bazı öğretmen ve velilerin kurduğu iş adamları derneğince düzenlenen geziye katılanlar arasında çelik boru, plastik boru, inşaat demiri, küçük ev aletleri, mermer ocağı ve güneş enerjisi işi yapanlar vardı.

27 Şubat’ta akşam uçağıyla Lahor’da Karaçi’ye uçtuk. Ertesi gün sabah dörtte Karaçi’den İstanbul’a hareket ettik. İstanbul’a vardıktan sonra otele yerleştik ve devamında kahvaltı yaptık. Fuara gittik. Aynı gün öğleden sonra Zaman gazetesini gezdik. Akşam 18.00’de Fiader İş Adamları Derneği’nde iş görüşmeleri gerçekleşti ve devamında Florya Belediye Tesisleri’nde akşam yemeği verildi. Ardından Pakistanlı misafirleri, beraber yemek yediğimiz Türk iş adamları kendi arabalarıyla otele bıraktı.

29 Şubat Cuma günü sabah kahvaltısı sonrası tekrar fuara gittik. Cuma namazı ve öğle yemeğinin ardından Fatih Üniversitesi’ni gezdik. Akşam Büyükçekmece’de iş adamlarıyla toplantı yapıldı ve akşam yemeği yendi.

1 Mart 2008 Cumartesi günü kahvaltıdan sonra saat 10.00’da Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’nda (TUSKON) iş görüşmesine katıldık. Öğle yemeğinin ardından Topkapı Sarayı, Ayasofya Müzesi, Yerebatan Sarnıcı, Sultan Ahmed ve Süleymaniye camilerini gezdik. Kapalı Çarşı’da alışveriş yaptık ve tarihi Sultan Ahmed Meydanı’nda akşam yemeği yedik.

2 Mart Pazar günü sabah erkenden Eyüp Sultan Camii’nde  sabah namazını kıldık. Halit Paşa Konağı’nda kahvaltı yaptıktan sonra Piyer Loti’nin güzel manzarası eşliğinde çay içtik. Devamında Miniatürk’ü gezip Cevahir ve Kanyon simli alışveriş merkezlerini dolaştık. Öğle yemeğinin ardından tekneyle boğaz turu yaptık. Yıldız Parkı’nda boğaz manzarası eşliğinde çay içtikten sonra Ortaköy sahilinde kısa bir gezinti yaptık. Ankara’ya gitmek üzere yola çıktık. Akşam yemeğini Ankaralı iş adamlarıyla beraber yedik.

3 Mart Pazartesi günü kaldığımız misafirhanedeki kahvaltının ardından Anıtkabir’i gezdik. OSTİM Sanayi Bölgesi’nde güneş enerjisi paneli üreten bazı işyerlerini ve devamında dikişli boru üretimi yapan bir fabrikayı gezdik. Akşam üzeri Atakule’de fotoğraf çekimi sonrası Kocatepe Camii’ni ziyaret ettik. Akşam yemeğinde HÜRSİAD İş Adamları Derneği üyeleriyle görüşmeler yaptık ve yemek yedik. Gece saat 10.00’da otele döndük.

Salı günü kahvaltının ardından Bursa’ya hareket ettik. Öğleden sonra kısa bir şehir turunun ardından BUGİAD İş Adamları Derneği üyeleriyle yemek yedik ve Kervansaray Otel’e yerleştik.

5 Mart Çarşamba günü kahvaltı sonrası Bursa sanayi bölgesine gittik. Çelik boru ve yassı mamul işi yapan bir iş yerini gezdik ve görüşmeler yaptık. Sonrasında İstanbul’a hareket ettik.

Öğleden sonra 16.00 civarı İstanbul’a vardık. SEMA Hastanesi’ni gezdik ve akşam yemeği yedik. Saat 18.00 gibi Samanyolu TV gezisi sonrası Çamlıca tepesinden İstanbul Boğazı’nı seyrettik ve belediye tesislerinde çay içtik ve otele döndük.

Son gün, yani perşembe günü kahvaltının hemen ardından tekrar Kapalı Çarşı’da alışverişe gittik. Öğle yemeği sonrası Başakşehir Fetih Koleji’ni gezdik. Devamında havaalanına gittik ve akşam THY’nin tarifeli uçağıyla İstanbul’dan Karaçi’ye uçtuk. Sabah 03.00 gibi Karaçi’ye indik. 2 saat sonra Karaçi’den Lahor’a uçtuk ve 08.00’de Lahor’a vardık.

Bu gezide unutamadığım hatıralarımdan birisi şudur:   Mart ayında Ankara’da bir kolejin misafirhanesinde kalıyorduk. Sabah namazı sonrası aynı odada kaldığımız iş adamlarından birisi heyecanla “Doğan, Doğan kalk, kalk!” deyip duruyordu. Kalktım pencereye çağırdı. Tepede kar tipi halinde yağıyordu. Tabii bu onlar için çok görülen bir durum olmadığından karın yağışını seyretmeye başlamış ve beni de kar görmenin sevincine ortak etmek istemişti. 

Bursa’da iken akşam yemeği için bir lokantaya gitmiştik. Herkes menüden bir şeyler söyledi. Elektrikçi bir iş adamı da resmini beğenip patlıcan kebabı söyledi. Resimden de galiba patlıcanı pek seçememiş. Kebap gelince epey şaşırdı. Tadı çok farklı geldi. Diğerleri takılmaya başladılar. Patlıcanın yemeği Pakistan’da yenir ama kebapta yoktur. Onun gezi boyunca şakası yapıldı. Ayrıca SEMA Hastanesi’nde borularla taşıma sistemi çok ilginç gelmişti, baya şaşırmışlardı. Mısır Çarşısı’nda da karpuz kavun kuruları çok dikkatlerini çekmişti. 

Devam edecek…

***

Yirmi Dördüncü Bölüm: Bamabala köyünden renkli bir kurban hatırası