Eğitimci Doğan Yücel bekar olarak gittiği Pakistan’da kısa süre sonra neden evlilik kararı aldığını ve düğün hazırlıklarını nasıl yaptığını anlattı.
Sekizinci Bölüm:
2004 yılında üniversiteyi bitirdim. Ailem hemen evlenmemi, bir yuva kurmamı arzu ediyor, bunun için bazı kişilerle görüşmemi istiyordu. Diğer taraftan İstanbul’da bir üniversite hazırlık dershanesinde çalışacaktım. Ama karşıma bir de yurt dışında öğretmenlik yapma alternatifi çıkmıştı.
Evlilik ve İstanbul’da çalışmayı bir kenara bırakıp Pakistan’a gittim. Lahor’a gidince benim gibi bekâr olan sadece iki kişi vardı. Yemekler ağız tadımıza uygun değildi ve çok farklıydı. Rehber öğretmenliğini yapacağım öğrencilerle vakit geçirebileceğimiz bir yurt henüz yoktu. Bu durumları göz önüne alınca 2005 yazında evlenmeye karar verdim. Aslında Pakistan’a ilk giderken daha önce yurt dışı tecrübesi olan birkaç kişi bana bekar gitmememi söylemişti ama onları dinlememiştim.
Kararımı aileme bildirince önce bana akrabalarımızdan biriyle evlenmemi önerdiler. Sebebini şimdi hatırlamamakla beraber o tekliflere sıcak bakmadım. Bu şekilde 15 gün geçti. Okul müdürümüz Turgut Bey de benim kararımdan haberdardı ve bunu PakTürk Okulları’nın genel müdürü İsmail Bey’e ileteceğini ifade etti. Ertesi gün İsmail Bey beni aradı ve Ankara’da tanıdığı birisi olduğunu ve istersem kendisiyle görüşebileceğimi söyledi.
Nişan alışverişi için bütün Ankara’yı dolaştık
Bunun üzerine Ankara’ya gittim müstakbel eşim Nazmiye Hanım’la görüştükten 24 saat sonra evlenmeye karar verdik. Ardından Sivas’a ailemin yanına gittim ve düğünden önce nişan töreni yapmayı planladık. Nişan alışverişi için tekrar Ankara’ya gitmem gerekiyordu. Ablamla beraber Ankara’ya gittik ve Nazmiye Hanım’la buluştuk. Ankara’da nişan alışverişlerini yaptık. İlk defa o gün bir kadın fıtratı ile karşılaştım. 🙂 Saatlerce çarşıları dükkanları gezdik. Ablam ve Nazmiye Hanım önde ben arkada Ulus, Samanpazarı gibi Ankara’da ne kadar düğün-nişan alışverişi yapılan yer varsa hepsini dolaştık. Yemek yerken nişanı bir hafta sonra yapmayı kararlaştırdık.
Ablamla birlikte Sivas’a geri döndük ve nişan hazırlıklarımızı tamamladık. O sırada Antalya’da çalışan liseden bir arkadaşım beni ziyarete gelmişti. Yaz tatili sonrası çalıştığı yere dönmesi gerekiyordu. Babam bir minibüs tuttu ve akrabalarımız onunla nişan için Nazmiye Hanım’ın memleketi Afyon’a gitti. Ben de rahmetli dayımla beraber Antalya’da çalışan arkadaşın arabasıyla gittim. Nişanımızı annemin dayısı rahmetli Mahmut Hoca kıydı. Nişan sonrası ben kayınpederimin evinde kaldım. Nişan bir cumartesi günüydü. Pazartesi günü de belediyede resmi nikahımız kıyıldı. Ben Sivas’a döndüm ancak temmuz ayı sonunda yani nişandan iki hafta sonra Pakistan’a gitmem gerekiyordu. Bu kadar kısa süre içinde düğün yapacak maddi imkanımız yoktu.
Maaşım, ev kirası ve maaş avansımı ödemeye yetmiyordu
2005 yazında Lahor’dan Türkiye’ye dönen bir arkadaşın evini devraldım. Bazı eşyalarını satın aldım. Bu sırada hem kaldığım yurda hem de devraldığım eve kira ödüyordum. Bu durum düğüne kadar 3,5 ay devam etti. Sonunda idareden Türkiye’ye gidip düğün yapmak için 10 günlük izin aldım. (Düğün sürecinin ayrıntılarını daha önce kaleme aldığım için burada tekrarlamayacağım)
Düğünden sonra Lahor’daki evimize geldikten sonra eksik eşyaları tamamlamamız icap ediyordu. Ancak bunun için paramız kalmamıştı. Düğün öncesi muhasebeden dört aylık maaşımı avans olarak almıştım. Ev kirası ve maaş avansını ödediğimizde geriye 100 dolar borcumuz kalıyordu. Bu yüzden ilk başta eşya almak gibi bir durumumuz yoktu. Aslında muhasebeci avans istediğimde beni uyarmıştı ama mecbur kalmıştım.
Evimiz üç oda bir salondu. Odanın birisi tamamen kapalıydı. Bir odada sadece yerde ince bir halıfleks ve birkaç Afgan minderi vardı. Diğerinde ise bir karyola vardı. Salon hariç odaların camlarını gazete kâğıtlarıyla kapattık. O dönem düğün masraflarını da karşılayan babam iki aylık da kira ücretini gönderdi. Yaklaşık altı ayın ardından kira ödedikten sonra elimizde eve birkaç basit eşya alacak kadar para kalmaya başladı. Eşim hamileydi. Lahor’un sıcakları başlayınca daha fazla dayanamadı. Kendisini Türkiye’ye göndermek zorunda kaldık. O gittikten bir ay sonra eve klima alabildim.
Devam edecek…
***
Yedinci Bölüm: ‘Yokluk’ günleri ve İslampura’daki okulun açılışı
No Comment.