Mübeşşir’in azmi ve PakTürk’ün yurt dışında kazandığı ilk altın madalya

Gülmez ailesi, Multan’daki evlerinde 50 kişiye aynı anda nasıl kahvaltı verdi?
Eylül 4, 2021
Pakistan’a gitmeye karar verdikten sonra ‘Acaba nerede?’ diye kendime sordum!
Eylül 7, 2021

Mübeşşir’in azmi ve PakTürk’ün yurt dışında kazandığı ilk altın madalya

Mübeşşir'in elde ettiği başarılar, Pakistan gazetelerinde de geniş yankı bulmuştu.

Türkçe öğretmeni Doğan Yücel, Lahor’da görev yaparken Türkçe Olimpiyatları’na hazırladığı bir öğrencisini, onun azmini, çalışkanlığını ve elde ettği başarıları yazdı.

On İkinci Bölüm:

2005 yılı başlarında Milli Eğitim Bakanı Imran Masood’dan bursluluk sınavları yapabileceğimize dair bir mektup aldığımızı daha önce ifade etmiştim. Sonrasında başta Lahor’un maddi olarak geri kalmış semtleri olmak üzere Kuzey Pencap’taki devlet okullarında bursluluk sınavları yapmaya başladık. Bu okulların çoğunda eğitim dili İngilizce değildi ve hatta bazılarında Urduca bile değildi. 

İslampura’ya yakın bir semtte Lahor’un en başarılı devlet okullarından birinde de 31 Mart 2005 tarihinde bursluluk sınavı yaptık. Okulun o dönem 1.500 mevcudu vardı. Bu okuldan 42 öğrenci sınava girmişti ve onların arasından bazı başarılı öğrencileri tespit ettik. Test sonuçları çok iyiydi. Bu öğrencileri diğer okullardan da başarılı olanlarla birlikte mülâkata çağırdık. Mübeşşir ve Müzemmil isimli kardeşler de mülâkata giren öğrenciler arasındaydı. Bu kardeşleri, mülâkat sonucuna göre PakTürk Okulları’nın Gulberg şubesine ve aynı zamanda yurda tam burslu olarak kabul ettik. Ancak Müzemmil bir yıl sonra okulumuza kaydoldu.

Mülâkatı geçtiğimizi komşumuzdan öğrendik!

Bu süreçte yaşananları gelin birinci elden Mübeşşir’in kendisinden dinleyelim: “PakTürk’ün bursluluk sınavını okul müdürümüz bildirdi. Bazı Türk eğitimcilerin geldiğini ve bursluluk sınavı yapmak istediklerini söyledi. Ardından okul idaresi, aralarında benim ve kardeşimin de bulunduğu sınava girecek öğrencileri belirledi. Sınavda başarılı olup olamayacağımız düşüncesi bizi çok heyecanlandırıyordu. Çünkü sadece kendi okulumuzdaki öğrencilerle yarışmayacaktık, aynı zamanda diğer devlet okullarından seçilen başarılı öğrenciler de o gün test oluyordu. Testler alışık olduğumuzdan farklı gelse de iyi yaptığımızı düşünüyorduk. Bir hafta sonra mülâkata çağrıldığımızı öğrendik. O dönem bizde cep veya ev telefonu yoktu. İrtibat numarası olarak komşumuzun telefon numarasını vermiştik. Mülakatı geçtiğimizi onlardan öğrendik. Aldığımız bu mutlu haber üzerine mahallemizdeki komşulara gulab camın (sütlü bir tatlı) dağıttık.”

Mübeşşir, mülâkat günü ilk olarak bir başka öğrencimiz, İnamul Hak’la karşılaşmış. Öğrencileri mülâkata okudukları devlet okulundan bir öğretmen kendi aracıyla getirmiş. Mülakatın da güzel geçtiğini düşünmüşler ancak geçtiklerinden tam emin olamamışlar.

Okul müdürümüz de PakTürk’ü tavsiye etti

Bu arada, Amerikan Elçiliği ile ortak eğitim projesi yürüten bir vakıf, Lahor’da düzenlediği ‘Access Microscholarship’ adındaki bir burs programı kapsamında Mübeşşir’e Amerika’da ücretsiz lise ve üniversite eğitimi teklif etmiş. Amerika’daki bursun kesinleşmesi için sene sonunda bir kez daha sınava girmeleri gerekiyormuş.

Mübeşşir şöyle devam ediyor: “Amerika’dan gelen bu teklif kafamızı karıştırmıştı. Her iki seçenekle ilgili olumlu ve olumsuz yönleri gözden geçirmeye başladık. Yaşımız gereği ailemizden ayrı kalmak istemiyorduk ve kendi memleketimizde burslu olarak iyi bir okulda okuyacaktık. Bunlar PakTürk için olumlu yönlerdi. Ama gideceğimiz PakTürk şubesinin evimize uzak olması ve okulun ‘yabancılar’ tarafından işletilmesi kararımızı zorlaştırıyordu. Devam ettiğimiz devlet okulundaki müdürümüz, Amerika’ya burslu gitmek yerine PakTürk’te okumamızı tavsiye etti. Bu bizim tereddütlerimizi giderdi ve kaydımızı yaptırdık.”

Mübeşşir’in bahsettiği okulun müdürü daha sonra kendi kızını da Lahor’daki PakTürk Asifa İrfan Kız Koleji’ne kaydettirmişti.

Posterlerdeki bütün Türkçe kelimeleri ezberlemiş

Mübeşşir, PakTürk’e başladığında Urducası iyiydi ama hiç Türkçe bilmiyordu ve İngilizcesi de zayıftı. Diğer yandan çok çalışkan ve zekiydi. O dönemde ben Türkçe Olimpiyatları’na öğrenci hazırlayan öğretmenler arasındaydım. Okulda olimpiyatlar için yapılan hazırlıkları duyunca kendisi de katılmak istemiş. Tabii yeni bir öğrenci olması ve Türkçe bilmemesi sebebiyle başta kendisine çok ilgi göstermedim. Bir sonraki yıl için katılabilir diye düşünüyordum. Kendisi benden habersiz Türkçe ve İngilizce dersleri için kullandığımız multimedya sınıfındaki posterlerde bulunan bütün kelimeleri ezberlemiş.

O dönem internet pek yaygın değildi ve akıllı telefonlar yoktu. Olimpiyatlar için çalıştırdığım diğer burslu öğrencilere arada ödevler veriyordum. Bazen Mübeşşir’den de bu ödevleri yapmasını istiyordum. 2-3 ay sonra ondaki gelişmeyi görünce çok şaşırdım ve özel olarak ilgilenmeye başladım. Bazen kendi evimde bazen de okulda özel ders vermeye başladım. Yaklaşık 7-8 aylık bir çalışmadan sonra Lahor Gulberg’deki PakTürk Şubesi 10. sınıf öğrencisi olan Hafiz Mübeşşir, peş peşe başarılar kazandı. Lahor’danTürkçe olimpiyatları Pakistan elemelerine katılacak öğrencileri eşimle birlikte İslamabad’a götürdük. Mübeşşir, önce Pakistan genelindeki bütün PakTürk şubeleri arasında yapılan elemelerde birinci oldu. Faysalabad’a yakın köyünü saymazsak hayatında ilk defa Lahor dışında başka bir şehre gitmişti.

Sekiz ay çalışma ile altın madalya kazandı

Mübeşşir’in Türkçeye ilgisindeki en temel sebep yurttaki belletmen abilerinin samimi ilgisi olmuş. Verdiğim çalışma kitabını hafta sonlarında da eve götürüp çözüyordu. Bazı akşamlar sınıfta saatin farkına varmaz ve gece yarısı ikiye üçe kadar çalışırdı.

Pakistan’daki elemeleri geçince Mübeşşir’i birkaç ay daha çalıştırdım. 9-16 Haziran 2006 tarihleri arasında Türkiye’de yapılan 4. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları finalinde kendi kategorisinde (temel seviye dilbilgisi) altın madalya kazandı. Sekiz ay gibi kısa bir çalışma neticesinde 85 ülkenin katıldığı kategoride ‘şampiyon’ olmuştu. Kendisini bir kez daha tebrik ediyorum.

Mübeşşir’e ve onu yarışmaya hazırlayan Türkçe öğretmeni olarak bana aynı yıl Pakistan’da da hediyeler takdim edilecekti. Bunun için 21 Eylül’de Lahor’daki Holiday Inn Otel’de bir tören düzenlendi. Tören için öğrencimizi hazırladık ve okul müdürümüzün refakatinde törene katıldık.

Okuduğu okulda öğretmenlik de yaptı

Aldığı madalya ve para ödülünü göstermek için Habib Bank’tan adına 1.000 USD karşılığı PKR’lik bir çek hazırladık. Büyükçe bir şekilde fotoğrafını çekip bastırdık. Ödülleri Pakistan Meclis Başkanı Sayın Mian Mohammad Soomro takdim etti. Cumhurbaşkanı, o günlerde yurt dışında olduğu için Sayın Soomro aynı zamanda cumhurbaşkanlığına vekalet ediyordu.

Mübeşşir, aynı yıl üniversite giriş sınavlarında Biyoloji dalında Pencap eyalet derecesi yaptı. Başta ifade ettiğim gibi, Mübeşşir’in kardeşi Müzemmil de çok zekiydi ve onu da daha sonra okula tam burslu olarak alıştık. Mübaşir, lise 1 ve 2. sınıfı bitirdikten sonra 3 ve 4’ü okumak üzere Peşaver’e gitti. Üniversite eğitimi için tekrar Lahor’a geldi. Pakistan’ın en prestijli üniversitelerinden birini kazanmıştı. Üniversitede okurken yurtta belletmenliğimizi yaptı. Okulu bitirdikten sonra bir eğitim vakfının idarecisi olarak çalıştı. PakTürk Okulları’nın bazı şubelerinde fizik öğretmenliği de yaptı.

Mübeşşir Shahzad’ın 2006 yılında kazandığı madalya PakTürk’ün yurt dışında aldığı ilk altın madalyaydı. Mübaşir, Türkçe Olimpiyatları’ndan döndükten sonra okul müdürümüz Adem Bey’in isteği üzerine hatıralarını ve Türkiye’de yaşadıklarını yazmıştı. Ancak bu yazıyı sizlerle paylaşmak üzere epey aramamıza rağmen bulamadık 🙁

Devam edecek…

***

On birinci Bölüm: Lahor’da dolu dolu geçen bir yıl sonu gecesi

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.