Abdurrezzak amcanın Türk misafirlere bakışı

Bu hatıraların gelecek nesillere aktarılması gerekiyor
Kasım 18, 2021
Bu cumartesi PakTürk Okulları için canlı yayında buluşalım
Kasım 23, 2021

Abdurrezzak amcanın Türk misafirlere bakışı

Eğitimci Taner Koçyiğit, PakTürk Okulları’nın Pakistanlı destekçilerinden Abdurrezzak amcayı anlatmayı sürdürüyor. Bu bölümde, onun Türkiye’den gelen misafirlere ilgisini ve onlar için yaptığı fedakarlıkları aktarıyor.

Yirmi Beşinci Bölüm:

Abdurrezzak amca ve ailesi evine gelen hiç kimseyi hediyesiz geri göndermezdi. Lahor’da yaşayan bütün Türk arkadaşlar mutlaka evinde birkaç kez yemek yemişlerdir veya çiftlik evinde pikniğe gitmişlerdir. Üzerimizde çok hakkı var. Biz Pakistan’dan ayrılıp Kanada’ya geldiğimizde bulunduğumuz şehirdeki bir akrabasına bizimle ilgilenmesini söylemiş. Hatta, “Taner ve Zübeyde, ‘halim’ yemeğini çok severler, onlara o yemekten yapın.” diye tembihte bulunmuş. On binlerce km uzakta olsak dahi hala bizi düşünüyor. Kendisi ile zaman zaman telefonda görüşüyoruz ve eski günleri yad ediyoruz. Her aradığımızda, “Bir eksiğiniz, ihtiyacımız var mı?” diye soruyor ve “Size büyük zulüm yapıldı ama merak etmeyin, zalimler Allah’ın kılıcıdır!” diye bizi teskin etmeye çalışıyor. 

Bu noktadan itibaren Doğan Yücel Bey’in onunla ilgili hatıralarını nakletmek istiyorum:

2011 yılıydı galiba. Kendisi açık kalp ameliyatı olacaktı. Doktorlar vefat ihtimalinin daha yüksek olduğunu ifade etmişlerdi. Ameliyattan bir gün önce kendisini teskin etmek, dilim söylemeye varmasa da vedalaşmak ve hayır dualarını almak istemiştim. Bütün ev ahalisi çalışanlar dahil ellerinde dua kitapları durmadan onun için okuyorlardı. Kendisiyle yarım saat kadar oturup muhabbet ettik. Şifa bulacağını, bu kadar insanın hayır dualarını aldığını, Yüce Yaratıcı’nın kendisini ailesine ve çalışanlarına bağışlayacağına inandığımı ifade ettim. Ameliyat sonrası şifayâb olduğunu öğrendim. Telefonda geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Kendisine sağlıklı ve hayırlı uzun bir ömür niyaz ediyorum.

2011 yılında Karaçi’de çalışıyordum. Abdurrezzak amcadan Karaçi’deki iş adamı arkadaşlarına bizim için aracı olmasını rica ettim. Onları, iş adamları derneğimize davet etmeyi düşünüyordum. O da bana birkaç arkadaşının isimlerini, telefonlarını verdi. Ayrıca onları bizzat arayıp beni tanıttı. Aradığı ve konuştuğu arkadaşlarından bazıları da yine kendisi gibi PakTürk Okulları’nın maddi manevi destekçisi oldular.

‘Alçak gönüllü ve iyi insanlar olduğunuzu anladım’

2010 yılı kışında oğlunun düğünü vardı. Karaçi’den iş adamı arkadaşlarıyla beraber düğününe katılmak üzere uçakla Lahor’a gittik. Çok memnun oldu. Bizi ertesi gün kendi evinde ağırladı.

Çiftlik evine ilkinde ailelerimizle birlikte gitmiştik. Kendisi bizim için mangal hazırlatmış. Çocuklar tavşanlarla, ceylanlarla ve diğer hayvanlarla eğleniyordu. Biz de kendisiyle muhabbet ediyorduk. Çiftlikteki mangaldan birkaç gün sonra Taner Bey’e “Sizler nasıl insanlarsınız! Ben çok telaşlıydım acaba hazırladığımız yemekleri beğenecek misiniz diye. Bir kişi bile ‘bunu beğenmedim, şunun tadı hoşuma gitmedi’ gibi bir şey söylemedi. Ondan sonra sizin çok alçak gönüllü ve iyi insanlar olduğunuza dair kanaatim pekişti.” demiş.

O çiftlik evinde hafta sonları sabahın serin saatlerinde bazen kendi aramızda bazen de Abdurrezzak amcanın oğlu ve arkadaşları ile voleybol maçları yapardık.

Kendisi veterinerlik okumuştu, hayvanları çok seviyordu. Özellikle papağanlara karşı ayrı bir ilgisi vardı. Evinin bahçesinde dünyanın dört bir tarafından özel getirttiği papağanlar bulunurdu. Ancak bir tanesi çok özeldi. 600 kelime biliyordu ve insan seslerini çok iyi taklit ediyordu. Anlattığına göre bir keresinde sabah namaza kalkmış, o namaz kılarken papağan sesini taklit ederek konuşmuş. Eşi, onun konuştuğunu zannederek, “Yahu sen biraz önce namaza gitmemiş miydin!” diye sormuş.

Başkasının arabasını aldığımız için bize kızdı!

Ali Bayram, Sadettin Başer beyler arada Lahor’u ziyarete gelirdi. Geldiklerinde iş adamı tanıdıklarımızı en geniş salon onun evinde olduğu için hep oraya götürürdük. Bir seferinde Ali Bayram Bey için Lahor’da bulunduğu süre içinde kullanmak üzere başka bir iş adamı tanıdığımızdan arabasını rica ettim. O da kırmadı ve şoförüyle beraber ‘jeep’ini iki günlüğüne bize tahsis etti. O ‘jeep’le beraber evine gidince bana çok kızdı “Bir daha birisi geldiğinde araba lazımsa benden başka hiç kimseden almayacaksınız!” dedi. “Abi, hep seni rahatsız ediyoruz, arada bir başkalarından alsak onların da kalbi kırılıyor.” desem de sakinleştiremedim. O günden sonra Lahor’a gelen misafirleri ya kendi araçlarımızla ya da onun arabalarından biriyle ağırladık.

Allah, Abdurrezzak amcadan ve tüm ailesinden razı olsun. Onun yaptığı fedakarlıklar ve civanmertlikler yüzlerce yazıda dahi tam olarak anlatılamaz. Bu vesile ile bir kez daha kendisine hayırlı bereketli ömürler diliyor, tekrar teşekkürler ediyorum. Ellerinden öperiz Abdurrezzak amca…

Devam edecek…

*** 

Yirmi Dördüncü Bölüm: Hizmet gönüllüsü Pakistanlı Abdurrezzak amcanın Türkiye gezileri

Hey Merhaba 👋 Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız

Spam yapmıyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun

0 Comments

No Comment.